Dün Avustralya’nın iç kesimlerindeki yabanıl yaşamın bir parçası olan “çardak kuşları”ndan söz etmiştim, hatırlayacaksınız..
Çiftleşecek bir dişi kuş bulabilmek için “mimarlık, dekoratörlük, şarkıcılık ve dansçılık” yapan erkek çardak kuşlarının çektiklerini anlatmıştım.
National Geographic’teki yazının sonunda dün sözünü etmediğim bir “küçük ayrıntı”yı aktararak bugünkü konumuza girelim..
Bir dişi kuş bulabilmek için bütün bunları yapan, üzerine bir de eş bulamayan öteki erkek çardak kuşlarıyla kavga etmek zorunda kalan bu minik kuşların bir kötü huyu var.
Bir kere çiftleştikten sonra dişiyi yuvada önce yumurtalarla, sonra da yavrularla bırakıp uçup gidiyorlar..
Ondan sonra ne yuvaya yiyecek bir şey taşıyorlar, ne de yavruların büyümesi için gerekli herhangi başka bir eylem…
Çok da başarılı değiller
Amacına ulaşabilmek için elinden gelen her şeyi yapan ama bir kere bir dişiyi “kafesledi” mi arkasına bile dönüp bakmayan bir erkek tipi..
İnsanlar âleminde de benzerlerine sıkça rastlayabileceğimiz bir durum..
İlhan Uçkan, Milliyet’le birlikte cuma günleri dağıtılan “Milliyet Cuma” ekinde “Bilirkişi Raporu” isimli bir köşe yazıyor. Erkek ve kadın ilişkilerinin temelde bir oyun olduğunu anlatan ve bu oyunda kadınlara kazanmayı öğretmeyi hedefleyen bir köşe..
‘Vallahi boşanacağım’
İlhan’ın geçen hafta yeni bir kitabı yayımlandı. Adı, “Doğru Erkeği Bulma Kılavuzu”.. İlhan Uçkan’ın daha önce Milliyet’te yayımladığı bir yazı dizisinden yola çıkarak yazdığı bir kitap bu.. Kısa sürede dördüncü baskıyı da bitirmiş olması, toplumumuzda kadınların çoğunun “doğru erkek bulma” konusunda pek de başarılı olmadıklarını düşündürtüyor bana..
Erkek çardak kuşlarının insan versiyonlarıyla başı dertte olan hanımlar için bu kitaptan bazı satırbaşları aktarıyorum..
• Yanlış erkek, mükemmel kadını ararken, aslında mükemmel anneyi arayan erkektir.
• Yanlış erkek, sizinle birlikte başka kadınları da idare eden erkektir.
• Yanlış erkek, iki lafından biri yalan olan, “Ben asla yalan söylemem” diyen, daha ertesi gün yakalandığında da “Yemin ederim bir daha sana asla yalan söylemeyeceğim” diyebilen erkektir.
• Yanlış erkek, “Kadın dediğin gerektiğinde erkeğinin ayağını bile yıkayabilen kadındır” türünde bozuk cümleler kuran erkektir.
• Yanlış erkek, evli erkektir. “Boşanacağım vallahi, zaten karım çok anlayışsız, uzun zamandır bir münasebetimiz bile yok” diyen erkektir.
• Yanlış erkek, üretmeyen, çalışmayan ve hayatı sürekli erteleyen erkektir.
Doğrusu var mı?
• Yanlış erkek, kendinizi sürekli ona beğendirmek zorunda olduğunuzu hissetmenize neden olan erkektir.
• Yanlış erkek, flört etme yeteneği, sevimliliği ve çekiciliğiyle aklınızı başından alan ama sizinle beraber birçok kadına da aynı duyguları yaşatan erkektir.
• Yanlış erkek, yanında kendinizi yokmuş gibi hissettiğiniz erkektir.
• Yanlış erkek, sizin yaşama heyecanınızı kaybetmenize neden olan erkektir.
• Yanlış erkek, kişiliği olmayan, hep başkalarının onu gördüğü ya da görmesini istediği gibi olmaya çalışan, güvenilmez, dolayısıyla da ne kendine ne de size hayrı dokunacak erkektir..
Liste böylece uzayıp gidiyor..
Kitabı okuduktan sonra şöyle düşünüyorum: Galiba herkes için geçerli koşullara sahip “doğru erkek” diye bir şey de yok!