Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Erkek olmanın dayanılmaz 'ağırlığı'

  “Bir erkek bu dünyada ne yapıyorsa, bunu mutlaka bir kadın için yapıyordur” diyen bir arkadaşım vardı.

Bir oğlan çocuk çok mu ders çalışıyor? Sebebi sınıftaki bir kızın gözüne girmektir. Çok mu yaramazlık yapıyor? Neden yine aynıdır.. Saçını vıcık vıcık jölelere mi buluyor? Başka ne sebebi olabilir ki? Acayip, yırtık pırtık şeyler mi giyiyor? Onun da nedeni aynıdır..
Erkeklerin yaşları ilerledikçe kadınların dikkatini çekmek için daha neler yaptığını burada anlatmaya kalksam yerim yetmeyecek..
Ama hayvanlar âleminde bugün küçük ve eğlendirici bir gezi yapalım isterseniz, bakın zavallı erkekler bir tek dişi uğruna nelere katlanıyorlar..
Virginia Morell’in, National Geographic Türkiye Dergisi’nin Temmuz 2003 sayısında olağanüstü fotoğraflarla süslenmiş yazısında okudum bunları..
Hayvanlar âleminde erkek olmanın en az insanlar âleminde erkek olmak kadar zor olduğunu anlatan bir yazı..

Çardak deyip geçmeyin
Avustralya’nın yabanıl iç kesimlerinde biber ağaçları, dikenli çalılar ve zakkumların oluşturduğu bir bitki örtüsünün hemen altında, kurumuş otlardan yapılmış, U biçimli, 30 – 35 santim yüksekliğinde, 30 – 50 santim uzunluğunda, arenaya benzer kuş yuvaları varmış.. Çardak kuşu yuvaları..
Yuvalar sadece kuru otlardan oluşmuyor. Bir bira kutusunun açma halkası, nereden geldiği bilinmeyen kırık bir çatal, kırık otomobil camı parçaları, parlak alüminyum folyolar, sigara jelatinleri, küçük koyun kemikleri de göz alıcı bir şekilde bu yuvanın inşaatında kullanılmış..
Erkek çardak kuşu çıldırtıcı bir çabayla oradan buradan topladığı bu parlak nesneleri yuvasının orasına burasına ama mutlaka simetrik bir şekilde yerleştiriyor. Tek bir amacı var bunu yaparken.. Yaptığı “çardak”ın öteki erkek kuşların yaptığı “çardak”tan ilk bakışta ayrılmasını sağlamak..

Dişi ‘uçup gitmeden’
23 yıldır çardak kuşlarının çiftleşme davranışlarını izleyen bilim adamı Gerry Borgia, bölgedeki çardak kuşu yuvalarına minik kameralar, hareket algılayıcıları yerleştirmiş.. Böylece yuvanın içinde ve dışında neler olup bittiğini izleyip kaydedebiliyor..
Dişi çardak kuşları bu yuvaların önünden uçarken, çardakları dikkatlice süzüyorlar.. Dişi kuşlardan bir tanesi, beğendiği yuvaya girince de iş bitmiyor.
Bu kez misafirin iyice ağırlanması gerekiyor. Erkek çardak kuşunun, yuvaya giren dişi kuşu etkileyebilmek için minik bir gösteri yapması gerekiyor.. Kanatlarını çırpmak, uzun bir şarkı söylemek gibi.. Eğer dişi çardak kuşu bu gösteriden etkilenirse çiftleşmeye izin veriyor. Beğenmezse uçup gidiyor, başka yuvalar aramaya..
Bazı yılları hiç çiftleşmeden geçiren erkek çardak kuşları olduğunu söylüyor Borgia..

Aşk yorgunluk dinlemez
İyi yuva yapamayan ve iyi kanat çırpıp, güzel ötemeyen bir erkek çardak kuşunu bekleyen tek şey ise yaşamı boyunca çiftleşmeden ölüp gitmek… Darwin’in Türlerin Kökeni’nde anlattığı gibi bir doğal seleksiyon, beceriksiz erkeğin genlerini ileriki kuşaklara aktaramamasını da garanti altına alıyor.
Böyle bakınca işi en kolay olan belki de erkek çardak kuşu.. Hayvanlar âleminin öteki erkekleri çok daha ağır şartlarla mücadele etmek zorundalar..
Örneğin, erkek aslanların sadece büyük yelelere sahip olmaları yetmiyor. Rakip erkeklerle öldürücü yaralar da alabileceği bir kavgaya tutuşması da kaçınılmaz.. Sonrası daha da zor.. Çünkü dişi aslanın hamile kalabilmesi için yüzlerce kez çiftleşmesi gerekiyor ve “yorgunluk” bu işin ertesi geceye bırakılması için bir mazeret değil..
Zavallı anakonda yılanlarının, minik yusufçukların, tembel bahçe salyangozlarının çektiklerini anlatsam, oturur ağlarsınız..
Ama “acaba önce aynaya bakıp, kendi halimize mi ağlasak” diye de düşünürsünüz, buna da eminim..