Antalya’daki ilkokul öğretmenim Şevket Gencer sonunu getirmekte zorlandığımız bir işe kalkıştığımızda şöyle derdi: Türk gibi başla, İngiliz gibi bitir.
Çocuk aklımızla ne demek istediğini pek anlamasak da Türk gibi başlamanın iyi ama Türk gibi bitirmenin kötü bir şey olduğu sonucunu çıkarırdık.
Yıllar ilerledikçe öğretmenimin ne demek istediğini daha iyi anlıyorum. Birçok işe heyecanla başlıyoruz ama sonunu getirmeyi bir türlü beceremiyoruz.
Dün Anadolu Ajansı’nın geçtiği Hınıs deprem evlerinin 33 yıl sonra ‘ihtiyaç sahiplerine’ dağıtılabildiği haberini okuyunca bu söz geldi aklıma. 240 konuttan oluşan afet evlerinin yapımına, 1966’daki depremden hemen sonra başlanmış ancak çeşitli ekonomik ve bürokratik aksamalar yüzünden evlerin yapımı tam 33 yıl almış.
O depremde evleri yıkılanların bir bölümü öldüğü, bir bölümü de Hınıs’ı çoktan terk ettiği için de evler torunlarına teslim edilmiş.
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) Avrupa Komisyonu’nun katkısıyla ‘Devlet Reformu’ başlığı altında bir dizi konferans düzenledi. Amaç Türk devlet yapısındaki aksayan yönleri ve bunun sebeplerini bulmak ve çözüm önerileri ortaya koymak. Sonuçlarının alınması belki yılları bulacak bu çalışma, Türkiye’de de Batılı anlamda bir projenin yürütülebileceğini göstermesi bakımından da önem taşıyor.
Bu konferanslardan bir tanesi ‘Kamu Maliyesinde Saydamlık’ adını taşıyor. Hınıs deprem evleri örneğindeki gibi olumsuzlukların ya da her gün bir tanesiyle karşılaştığımız yolsuzlukların en önemli sebeplerinden birisi kamu bütçesinin saydam olmaması. Bu konferansın sonuçlarının ve bulgularının bir özetini sunuyorum. Daha çok ayrıntı TESEV tarafından yayımlanacak konferans notlarından bulunabilir.
1 – Saydamlık devletin hedeflerini, bu hedeflere ulaşmak için hayata geçirdiği politikaları ve bu politikaların yarattığı sonuçları izlemek için gerekli olan bilgiyi düzenli, anlaşılabilir, tutarlı ve güvenilir bir biçimde raporlamasıdır. İki hedefi vardır: Devleti yönetenlerin millete hesap vermesini sağlamak ve israfı önlemek.
2 – Saydamlığa ulaşmanın yolu bu konudaki uluslararası standartları uygulamaktır.
3 – Türkiye şu anda saydamlık standartlarının çok gerisindedir. Uluslararası standartlar 100 kabul edildiğinde Türkiye’de saydamlık düzeyi 60’ın altındadır. Kamu maliyesinde performans ölçümüne yönelik bilgilerde ise saydamlık adeta yoktur.
4 – Saydamlık için devlet, politika seçimi konusundaki niyet ve gerekçelerini, mali hedeflerini, uygulama sonuçlarını ve hedeflerden ne kadar sapıldığını raporlamalıdır.
5 – Türkiye’de mali raporlamanın kapsamı dardır, bütçe dışı birçok faaliyet vardır, bütçe hedeflerinin inanılırlığı yoktur, sonuçlar hedeflerle karşılaştırılmamaktadır.
6 – Yayımlanan veriler ne kamu açığı ne de iç borç stoku konusunda yeterli bilgi vermemektedir.
7 – Bütçe kanunlarının kendisi mali bütünlüğü ve disiplini bozucu bir çok maddeyi içermektedir. Yasamadan yürütmeye gereksiz yetki devri vardır.
8 – Sivil toplum kuruluşları ve basın saydamlığın oluşmasındaki rollerini benimsememiştir.
9 – Saydamlığın olmaması yolsuzluklara yol açmaktadır. Toplumun etik değerleri çürümüştür.
10 – Hazine, Maliye ve DPT bürokrasisinde konunun önemi giderek anlaşılmaktadır.