Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Bakan neden açıklamıyor?

Milli Eğitim Komisyonu dün jet hızıyla başarılı sporcu ve spor kulüplerine yardım yasa tasarısını kabul etti. Kamuoyundan gelen tepkiler nedeniyle tasarıda bazı değişiklikler de yapıdı. Başarılı sporcuların ‘spor müşaviri’ kadrosuyla devlette görevlendirilmeleri gibi önemli hükümler konuldu.

Tasarının benim de aralarında bulunduğum bir kısım yazar tarafından eleştirilmesine neden olan yönü, hatırlayacağınız gibi devletin kısıtlı kaynaklarının profesyonel futbola tahsis edilmesiydi. Konu ‘Galatasaray’a yardım’ konusuna indirgenmek istendi ama işin özü buydu: Devlet bu yıl bütçesinden 37 değişik spor dalında faaliyet gösteren federasyonlara ancak 10 trilyon lira ödenek ayırabilirken bir profesyonel futbol kulübüne sırf kötü yönetildiği için bundan daha fazlasını ödememeliydi.
Tasarının komisyonda görüşülmesi sırasında spordan sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü yasa ile Galatasaray’a verilecek yardımın ne kadar tutacağını soran komisyon üyelerine ‘bazı sakıncalar doğurabileceği için’ bilgi vermekten kaçındı. Ödül miktarının açıklanmasına karşı çıktı ve rakamın Bakanlar Kurulu tarafından belirleneceğini söyledi.
TBMM komisyonu bu açıklamadan sonra tasarıyı kabul etti.
Şimdi düşünelim: Halkın oyuyla kurulmuş bir yasama organı var. Bu yasama organı içinden bir komisyon seçiyor ve Milli Eğitim gibi çok önemli bir konuyla ilgili yasa tasarılarının hazırlanması, görüşülmesi vs. gibi bir konuyla görevlendiriyor. Aynı Meclis’in üyesi ve güvenoyuna mazhar olmuş bir bakanı, ‘sakıncalar doğurabileceği’ gerekçesiyle aynı komisyona bir açıklama yapmaktan kaçınıyor.. Komisyon da bunu artık içine nasıl sindirebiliyorsa, sindiriyor ve tasarıyı kabul ediyor.
Sormak istiyorum: Ödenecek paranın tutarını TBMM’nin ve kamuoyunun bilmesinde ne gibi bir sakınca olabilir? Kamu harcamalarının şeffaf olması kararı ne oldu? Türkiye, parlamenter demokrasiyle mi, yoksa yaptıklarının bir bölümünü halktan saklamak ihtiyacını hisseden bir dikta rejimiyle mi yönetiliyor? Yoksa Ünlü’nün bu rakamı açıklayamıyor olmasının sebebi, amatör sporların sorunlarını bizlerden çok daha iyi bilebilecek durumdaki bir siyasetçinin utanç duygusu mu?
Artık ‘karınca ezmez’ unvanını bileğinin hakkıyla ele geçiren Mesut Yılmaz, bu tasarı için gösterdiği çabanın yarısını örneğin başarılı öğrencilerin yurtdışına bursla daha iyi bir eğitim için gönderilmelerine niye harcamıyor? Bir bölümü hâlâ çadırlarda yaşayan depremzedelerin kalıcı konutlarından ne haber? Depremde hasar gören evler için verilecek krediler neden enflasyonla kuşa döndürülerek ancak taksitler halinde ödenebiliyor?
Son bir not daha: Biliyoruz ki Galatasaray’ın gelirleri üzerinde çeşitli yöneticilerce konulmuş temlikler var. Hiç olmazsa bu paranın da temliklerle buharlaşmasının önüne geçilsin. Kulüpleri kötü yöneterek iflas noktasına getiren yöneticiler bunun maliyetini kendileri taşısınlar. Madem kamuoyunun muhalefetine rağmen halkın parası illa ki Galatasaray’a verilmek isteniyor, bu para bari Galatasaray’a gitsin. Üç beş yöneticinin alacak tahsilinde kullanılmasın.