Benim gönlüm sarhoştur, yıldızların altında
Kent dışında bulutsuz bir havada gökyüzüne bakmayalı o kadar çok zaman geçmişti ki, sadece rüzgârın sesinin duyulduğu bir gecede Tiyanşan Dağları’nda gözlerimi göğe çevirdiğimde başımın döndüğünü hissetmiştim..
Samanyolu olanca azametiyle tepemde duruyordu. Büyük Ayı, Küçük Ayı, tek başına etrafındaki tüm yıldızları bastırmak isteyen Çoban Yıldızı.. Sanki görünmeyen bir el, bir avuç altın tozunu göğe serpmiş gibiydi.
Her gün öyle miydi, yoksa benim şansıma mıydı, sanki bir meteor sağanağı vardı gökyüzünde.. O gün o kadar çok yıldız kaydığına tanık oldum ki, gecenin sonuna doğru artık tutulacak dilek kalmamıştı dağarcığımda..
Her yıldız bir serüven rengi taşıyordu sanki.. Karanlık gökte parlayan her yıldız bir başka anıyı canlandırıyordu gözümde. Ama o kadar çok yıldız vardı ki, insana yaşamayı ıskaladığı başka şeylerin de var olduğunu hatırlatan..
Benim kuşağım Jules Verne’in ‘Aya Yolculuğu’nu hem bir fantezi olarak okudu, hem de bu yolculuğun gerçekleştiğine tanık oldu. Neil Armstrong’un Ay’da attığı ilk adımı radyodan naklen dinledik. İki üç hafta sonra da sinemalardaki ‘haber filmlerinde’ o tarihi anı izleme imkânını bulduk.
O yıllarda Antalya’da bizim mahallede hangi çocuğa sorsanız ‘Büyüyünce astronot olmak istiyorum’ derdi. Biraz hayalci çocuklardık. Oysa üç gün öncesine kadar hepimizin aklından bir gemiyi ele geçirip korsanlık yapmak geçiyordu.
Sonraları gökyüzü ile ilgimiz giderek azaldı. Ortaokul ve lisedeki astronomi derslerinin sıkıcı olmasından mıdır, bilemeyeceğim.
Nasıl ‘üç tarafı denizlerle çevrili’ bir ülkede yaşadığımız halde denize uzak bir halk olduysak, aynı şekilde ‘gökyüzüne de uzak’ bir halkız. ‘Rasathane’mizin başında bile bir ‘yerbilimci’ var ve rasathanenin sadece ‘yer hareketleriyle’ ilgilendiğini zannediyoruz. Bu sadece bir tesadüf mü?
TÜBİTAK geçen yıl ilk kez bir ‘gözlem şenliği’ düzenlemişti. Antalya Bakırlıtepe’de toplanan 450 kişilik bir meraklı grubu bu fırsattan istifade ilk kez gökyüzü gözlemciliği ile tanışma fırsatı ve uzmanların yardımıyla teleskoplarla gökcisimlerini izleme olanağı bulmuşlardı.
Bilim ve Teknik Dergisi’nin öncülüğünde düzenlenen gökyüzü şenliklerinin ikincisi bu yıl 1-3 Ekim tarihleri arasında Ürgüp Mustafapaşa’daki Golgoli Tepesi’nde yapılıyor.
Peribacalarının büyülü atmosferi içinde meraklılar kendilerini bir kez daha yıldızların altında bulacaklar. Bu şenlikle gökyüzüne biraz daha yakından bakacak çocuklar arasından belki de geleceğin gökbilimcileri çıkacak. Bu olmasa bile evrende başka bir boyutun da bulunduğunu görmek, öğrenmek bir insan için azımsanacak bir kazanım mı?
Böyle bir hafta sonu tatilini çocuklarınıza armağan etmek istiyorsanız vakit geçirmeden Bilim Teknik Dergisi ile temas edin.. Eminim, başvurular bitmiş olmasına rağmen yeni hevesliler için de bir fırsat yaratılabilecektir.