Bir kadın var. Beni seviyor, nefret ediyor
Peter Esterhazy Budapeşte doğumlu bir Macar yazar. Geçenlerde ‘Bir Kadın’ isimli (Telos Yayınları, Çeviren: Berrak Yedek) bir kitabını okudum.
Esterhazy kitabında 97 değişik kadını anlatıyor. Yayınevinin editörünün de belirttiği gibi biz okuyucular geri zekâlı olmadığımız için yazarın bir kadının 97 değişik yönünü anlattığını anlıyoruz elbette. Ancak yine de zannettiğimiz kadar zeki olmadığımız gerçeğini de ihmal etmeden kitapta belki de birden çok kadını anlattığını da düşünebiliyoruz.
Öyle ya da böyle.. Ben kitapta anlatılan kadınlardan bazıları ile ilgili ilk tanımları aktaracağım size. Eminim daha sonra kitabı okuyacaksınız ama sadece bu ipuçlarıyla bile bir fikriniz olacak. Kadınların ‘bin bir yüzü’ olduğuna inananlardansanız bu fikriniz pekişecek.
“Bir kadın var. Benden nefret ediyor. Beni istiyor. Sürekli telefon edip duruyor. Mesaj bırakıyor. Bana kendi evinde de mesaj bırakabilmek için bir telesekreter aldı. Çok işi var. Açık açık konuşamıyorum diye fısıldıyor bazen telefonda..”
“Bir kadın var. Beni seviyor. Beni arayıp adımı söylüyor. Sihirli bir sözcükmüş gibi tekrarlayıp duruyor. Ne zaman uyuduğunu merak ediyorum.”
“Bir kadın var. Benden nefret ediyor. Böyle diyerek ondan nefret edenin kendim olduğunu mu söylemek istiyorum acaba? Ama beni bakışlarıyla yakaladığında beni görür görmez baştan çıkarıyor.”
“Bir kadın var. Beni seviyor. Beni hep sakinleştiriyor, inan ki, senden nefret etmiyorum diyor. Sonra da heyecanlı bir sesle biraz kafamı dinlemeye gidiyorum diyor.”
“Bir kadın var. Benden nefret ediyor. Durmadan beni evinden kovuyor. Beni kapının önüne koyuyor. İlişkimizin neden sona ermesi gerektiğini, neden ayrılma zamanının geldiğini zeki, mantıklı bir biçimde gerekçelendirerek açıklayabiliyor.”
“Bir kadın var. Beni seviyor. Kendisine isterse beni kapı dışarı edebileceğini söyledim. Daha sonra, bunu duyduğunda ödünün koptuğunu ve kötü bir şeylerin olacağından korktuğunu anlattı. Neyin kötü olacağını hâlâ bilmiyorum: Tezkeremi elime vermek, benden vazgeçmek, yerime başkasını bulmak, beni kapı dışarı etmek..”
“Bir kadın var. Beni seviyor. Zayıf, tığ gibi, sakar, beyaz tenli, kızıl saçlı olmamdan daha çok istediği şey yokmuş. Öyle olsaymışım beni yiyebileceğini söylüyor.”
“Bir kadın var. Tıpkı benim gibi, benden nefret ediyor, beni seviyor. Benden nefret ettiğinde ben onu seviyorum, beni sevdiğinde ben ondan nefret ediyorum. Başka türlü olmuyor asla.”
“Bir kadın var. Beni seviyor, Ama belki benden nefret etmesi daha iyi olurdu, bu bizi birbirimize daha sıkı bağlardı.”
“Bir kadın var. Beni seviyor. ama bundan pek emin değil. Emin olmaya çabalayıp duruyor.”
“Bir kadın var. Beni seviyor, beni çok seviyor. Durmadan başkalarıyla evleniyor. Düğünden hemen sonra uzun süre omzumda ağlıyor. Sürtüğüm diye zırlıyor.”
“Bir kadın var. Beni seviyor, ben de onu seviyorum. Benden nefret ediyor, ben de ondan nefret ediyorum. Anımsayabildiğim kadarıyla her çeşit rejimi uyguladı. Hiçbir şey yemiyor. Beş kilo vermiş, on kilo almış farkına varmıyorum. Farkına varsam ne
olacak, eksik olan kilolar beni bağlamaz.”