Son günlerde sözü çok edilen ‘dijital televizyon teknolojisine’, RTÜK’ün, ‘denetlenemeyeceği gerekçesiyle’ karşı olduğunu duyunca çok güldüm. Aklıma tek kanallı devlet televizyonu döneminin komik hikâyeleri geldi. Hepsini bir vakitler birinci ağızdan dinlediğim bu öyküleri anlatayım da üzerinizdeki kasvet dağılsın diye düşünüyorum.
* * *
Kenan Evren’in Devlet Başkanı olduğu günler… 12 Eylül yönetiminin dünyadaki tek dostu Pakistan diktatörü Ziya Ül Hak uçağına yerleştirilen bir bombanın patlamasıyla ölüyor. Evren’in ‘Kardeşim Ziya’ diye sözünü ettiği dostunun ölmesi Ankara bürokrasisinde her dönemde mevcut yağcıları harekete geçiriyor. Ulusal yas ilan edilmesi tartışılırken TRT’ye de haber gönderiliyor: Yayını ağırlaştırın!
Yayının ağırlaştırılması eğlence programlarının kaldırılıp, onların yerine saz eserleri, klasik Türk müziği gibi ‘ağır ve kasvetli’ programların konulması demek. TRT’deki ilgili görevli aldığı talimat uyarınca yayını yönetenlere, “Yayını ağırlaştıracağız. Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’ndan (DKTMK) bir şeyler çalın da ne yapacağımızı planlayalım” diyor. Arşivden getirilen bir DKTMK bantı yayına veriliyor. İlk melodilerle şarkının sözleri duyuluyor: Aman teyyare, canım teyyare!
Kurulan soruşturma komisyonunda talihsiz TRT görevlilerinin bunun sadece bir tesadüf olduğunu anlatmakta ne kadar zorlandıklarını her halde tahmin ediyorsunuzdur.
* * *
12 Eylül Anayasası kabul edilmiş, partiler kurulmuş ve Türkiye’yi demokrasiye geçirecek ilk seçim süreci başlamış.. Seçime girmesine müsaade edilen üç parti var. Askerlerin desteklediği Sunalp’in MDP’si, Necdet Calp’in HP’si ve Turgut Özal’ın ANAP’ı.. MDP’nin amblemi bir horoz, ANAP’ın amblemi bildiğiniz gibi bir arıdan oluşuyor.
Seçim propagandası TRT ekranlarındaki geleneksel konuşmalarla sürüyor. Her partiye ayrılan sürenin sonunda ekranın boş kalmaması için bir şeyler yapmak gerek. Günün hassasiyetini dikkate alan TRT yöneticileri iki konuşma arasında çizgi film yayımlamanın başlarını ağrıtmayacağına karar veriyorlar.
MDP lideri seçim konuşmasını bitiriyor. On dakikalık ara için arşivden getirtilen bir çizgi film yayına veriliyor. O da ne.. Film bir horoz ile bir arının öyküsünü anlatıyor. Beceriksiz horoz kaçıyor, cevval arı kovalıyor. Sonunda arı bir punduna getirip horozu sokuyor ve horoz baygın, tüyleri yolunmuş bir şekilde yere yığılıyor.
TRT yöneticilerini askerlerin elinden kurtarmak da eski TRT’ci yeni MDP milletvekili adayı Doğan Kasaroğlu’na düşüyor. Kasaroğlu bunun kasıtlı olmadığını, bir talihsizlik olduğunu TRT’nin asker yöneticilerine anlattıktan sonra görevliler ağır bir cezadan kurtulabiliyorlar.
* * *
Öykülerin hepsi bu kadar değil elbette. Ama yerimiz bitti. Artık devamı bir başka güne..
