RADİKAL

Peki kolejler ne olacak?

 Sekiz yıllık temel eğitimin kesintisiz uygulanması konusunu yalnızca imam hatip liselerini ilgilendiren bir olay haline getirmeyi el birliğiyle başardık.

Oysa aynı karardan en az imam hatip liseleri kadar etkilenecek başka eğitim kurumları da var.

Temel eğitimin kesintisiz sekiz yıla uzatılması başta Anadolu liseleri olmak üzere birçok köklü eğitim kurumunu da yakından ilgilendiriyor.

İmam hatip liselerinden daha eski bir geçmişe dayanan ve toplumun batıya dönük yüzünü temsil eden yabancı okullar da (Robert Lisesi, Amerikan Kız Lisesi, Alman Lisesi ve benzerleri gibi) bu karardan ciddi ölçüde etkilenecekler.

Anadolu lisesi ve yerli-yabancı özel okullarda okuyan öğrenci sayısı 260 bin civarında. Bu rakam imam hatip liselerinde okuyanların yarısından da fazla.

Daha örgütlü olanın sesinin daha yüksek çıktığına ve diğer sesleri bastırdığına böylece bir kez daha şahit oluyoruz.

Siyasal İslamın temsilcilerinin çıkardığı gürültü, 260 bin çocuğun okuduğu modern eğitim kurumlarını yok saymamıza, onların bu karardan nasıl olumsuz etkileneceklerini görmememize neden oluyor.

Sekiz yıllık kesintisiz eğitim uygulaması bu okulların hazırlık sınıfları ile birlikte orta kısımlarının da kapanması sonucunu doğuracak.

Çocuklarımızın bir bölümüne hiç olmazsa bir yabancı dili iyi öğretme olanağını da böylece terk etmiş oluyoruz.

Sekiz yıllık temel eğitimin ardından lise eğitimine geçilirken hazırlık sınıfları konularak bu sorunun çözümlenebileceği iddia ediliyor.

Ancak bunun yeterli olmayacağı çok açık. Çünkü yabancı dil eğitimi şu anda bu okullarda hazırlık sınıfları ile birlikte bir kısmında 7 yıl, bir kısmında 8 yıl olarak sürüyor.

Ortaokulun aradan çıkarılması dil eğitiminde üç yılın feda edilmesi anlamına geliyor ki, böylece belki de toplumumuzun en düzgün işleyen birkaç kurumunu daha iş göremez hale getirmeyi başarıyoruz.

Sekiz yıl kesintisiz eğitimin bu denli dayatılmasının temelinde imam hatip liselerinin, cumhuriyetin temel niteliklerini değiştirmek isteyen siyasal İslamcı kesim için bir ‘kadro deposu’ olarak kullanılması yatıyor.

Bana öyle geliyor ki bugün orta kısımları kapatılsa bile, mevcut eğitim kadrolarıyla bu okullardan laik ve demokratik hukuk devletine inanmış kadroların yetiştirilmesi mümkün değil. Ayrıca onlardan boşalacak yerlerin kuran kursları ve tarikat içi eğitim kurumları tarafından doldurulması da laiklik karşıtı kesim için işten bile değil.

Burada esas zararı yasalara uymak zorunda olan ve eğitim programları batılı çağdaş değerlerin topluma yerleşmesine yönelik olan okullar görecek gibi geliyor bana.

İmam hatiplilerin kaldırdığı toz duman içinde, bu okulların kurtarılmasına yönelik düşünceler yok olup gitmesin, görmezden gelinmesin.