Çocukluğumda en büyük hayallerimden birisi ortaçağın kâşif kaptanlarından birisi olmaktı.
Antalya’da Mermerli’de denize karşı oturur, liman girişindeki İtalyan batığının su üstünde kalan seren direğine bakar; sıcak denizlerin bilinmeyen sularında elimde kılıcım, korsanlarla, köpekbalıklarıyla, yerlilerle savaşan kaptanları hayal ederdim..
En büyük ilahlarımdan birisi Kaptan James Cook’tu.
“Liman dışına çıkma” tembihiyle aldığım ama bu öğüdü hiçbir zaman tutmadığım ve çocuk kuvvetimle yerinden zor hareket ettirdiğim teknenin küreklerine asılırken kendimi Endeavour’un güvertesindeymiş gibi hissederdim. Bugün de hâlâ viski içeceğim zaman Cutty Sark’ı tercih etmemi çocukluğumun bu gerçekleşmemiş hayallerine bağlıyorum.
Çocukluğumun rüya gemisi Endeavour ile geçenlerde yeniden karşılaştım. Cook’un gemisinin yeniden inşa edilen bir benzerinin denize indirildiğini, tarihin en büyük kâşiflerinden birisi olan Kaptan’ın anısına, eski yolculuğu yeniden gerçekleştireceğini siz de Radikal’de yayımlanan haberde okumuşsunuzdur.
Haberi okurken çocukluğumda farkına varamadığım, ama daha sonraki yıllarda ‘rüya kahramanlarımdan’ birisi olan Piri Reis’i de rahmetle anmadan geçemedim.
Yaşım ilerledikçe Batılılık ile Doğululuğun ne demek olduğunu bana anlatan iki örnek oldu Kaptan Cook ile Piri Reis’in öyküleri.
Bir tanesi keşifleriyle insanlığa yaptığı katkının karşılığını almış, yaşarken en yüksek nişanlarla ödüllendirilmiş, ölümünden sonra da unutulmamış bir denizci. Öteki, Gelibolu’da oturduğu yerde bundan tam 450 yıl önce bugünkü imkânlarla çizilebilecek doğruluğa yakın dünya haritasını çizmiş, denizler keşfetmiş, ülkeler fethetmiş bir kaptan.. Padişah fermanıyla yağlı ilmikte noktalanan bir
yaşam…
Değeri o kadar bilinmemiş ki, doğduğu ülkenin çocukları, hayal kuracakları zaman Piri Reis’i değil, Kaptan Cook’u düşünmüşler…
İşte Batılılık ile Doğululuğun farkı!
Piri Reis’i bugün yeniden anmama yol açan şey Orhan Duru’nun ‘P’ Dergisi’ndeki yazısı oldu.
Bir bilimkurgu öyküsünde de Piri Reis’i anlatan Duru’nun P’deki yazısı Reis’in ‘Kitab – ı Bahriye’si ile çıkılmış bir deniz yolculuğu sanki.
Reis’in çizimlerine daldım, kısa ve vurucu cümlelerle tarif edilmiş yerlere doğru gözü kapalı bir yolculuğa çıktım.
Siz de bu yaz sıcağında benim gibi çalışmak zorundaysanız ya da kolay hayale dalan bir çocuğa sahipseniz Duru’nun yazısını okumanızı öneriyorum. Belki başka Mehmet’lerin Cook’u değil, Piri Reis’i kendilerine oyun ortağı almalarını sağlayabilirim diye düşünüyorum. Böylece ne sağlığında ne de ölümünden sonra ona gösteremediğimiz şükran duygularımızı Reis’in ruhu da hisseder diye umuyorum.