Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Savaş rüzgârları

NATO’nun Yugoslavya’ya yönelik askeri harekâtının üçüncü haftasında en az istenecek şey oldu. Yugoslav ordusunun ‘sıcak takip’ bahanesiyle savaşı Arnavutluk’a da taşıma girişimi gerçekten çok ciddi sonuçlar doğurabilir.

NATO’nun hava harekâtının Belgrad’daki faşist rejimin saldırganlığını durdurmaya yetmeyeceği operasyonun daha üçüncü gününde belli olmuştu.
Radikal de dahil olmak üzere dünyanın bütün önde gelen gazeteleri harekâtın kara opsiyonu düşünülmeden başlatılmasının önemli bir askeri hata olduğunu daha ilk gün yazdılar.
Ama NATO ne askeri planda ne de siyasi alanda bu öngörüyü ciddiye almadı.
Bunun pratik sonucu Kosova’nın Arnavut halkının zorla göç ettirilmesini seyretmek olmuştu. Bu hatanın bedelini evinden yurdundan edilen çoğunluğu kadın, yaşlı ve çocuk yarım milyona yakın Arnavut her türlü sefalete katlanarak ödüyor. En az 150 bine yakın Kosovalı Arnavut genç erkeğin de akıbetleri meçhul.
Hava harekâtının Belgrad rejiminin saldırganlığını daha uzun süre önlemeye yetmeyeceği, Arnavutluk sınırının ihlali ile bir kez daha ortaya çıktı.
Bugüne kadar geçmişin romantik duygularıyla kara harekatına karşı çıkan Bill Clinton ve Tony Blair şimdi şapkalarını önlerine koyup ciddi ciddi düşünmek zorundalar.
NATO’nun şu anda bölgedeki askeri yığınağının güçlü Yugoslav ordusuna karşı bir kara harekâtına hemen girişmeye yetmeyeceği de bilinen bir gerçek.
Bu eksiklik de büyük ölçüde hava harekâtı başlarken savaşın karaya da inmesi gerektiğinin öngörülememiş olmasından kaynaklanıyor.
Arnavutluk bugünkü haliyle askeri olarak Yugoslav ordusunun harekâtına karşı koyabilme gücüne sahip değil. Ülke çok kısa süre önce geçirdiği iç çatışmaların etkisiyle yönetilemez durumda. Hava harekâtının ilk gününden itibaren tümüyle NATO askeri yetkililerine kendisini teslim eden Arnavutluk hükümeti şimdi bizzat kendi korumasını da NATO’dan bekliyor.
Bölgede NATO askeri varlığının bulunduğu diğer ülke olan Makedonya ise gerek kendi iç dengeleri bakımından, gerekse Yugoslavya karşısındaki güsüzlüğü nedeniyle bir faktör değil.
Bu durumda Belgrad rejiminin saldırganlığının durdurulması beklentileri kısa vadede sonuç vermeyecektir.
NATO’nun şu andaki tek seçeneği Arnavutluk’taki askeri varlığını artırmak ve bunun yaratacağı güven duygusuyla Makedonya’dan da askeri harekat için topraklarını kullanma izni almaktır.
Operasyonun kara harekâtıyla da desteklenmesini savunmak ilk bakışta savaşın yayılmasını istemek gibi görünebilir. Evet, savaşın böyle bir gelişme çizgisi göstermesi Yugoslavya’da yaşayan sivil halk üzerinde de önemli insani sorunlar yaratacak. Ancak bugün gelinen nokta Balkanlar’da kalıcı bir barışın kurulabilmesinin tek yolunun faşist Belgrad rejiminin yıkılmasından geçtiğini gösteriyor. Bunun için savaşı bölgedeki diğer ülkelere de sıçratmayacak hızlı bir savaş gerekiyor.
Bazen barış için savaşmak kaçınılmaz oluyor. Bunun haksız bir savaş olduğunu söyleyenlerin hiç olmazsa bir günlüğüne ‘mülteci’ kamplarında dolaşmaları gerek.