Son günlerde turizmcilerden basını eleştiren çok sayıda mektup ve e-posta alıyorum.
Eleştiriler Apo’nun yakalanmasından sonra meydana gelen terör olaylarına Türk gazete ve televizyonlarında aşırı yer verildiği ve bunun turizmi olumsuz yönde etkilediği görüşünde toplanıyor.
Bu eleştirilere katılmadığımı söylemeliyim.
Yurtdışından gelmesini beklediğimiz turistler; Almanlar, Belçikalılar, İngilizler, İtalyanlar, Fransızlar Türk gazetelerini okuyup, Türk televizyonlarını mı seyrediyorlar ki buralarda yayımlanan haberlerden etkilensinler?
Turizm sektörünün bu sene zor bir sezon geçireceği, iptal edilen rezervasyonlardan açıkça anlaşılıyor.
İptal sebeplerini doğru teşhis edebilirsek, doğru çözümler bulabiliriz.
Bu yüzden iptal sebebini Türk gazete ve televizyonlarındaki haberlere bağlamak bizi doğru sonuçlara ve çözümlere götürmez.
Rezervasyon iptallerinin bir nedeni gerçekten de terör eylemleri olabilir.
Bu durumda esas mücadelenin verilmesi gereken yer Türk medyası değil, Avrupa medyası olmalıdır.
Türkiye’de teröre karşı etkin güvenlik tedbirlerinin alınmakta olduğu, son günlerdeki terör eylemlerinin benzerlerinin dünyanın her yerinde her an rastlanabilecek eylemler olduğunu o ülkelerde anlatmak gerekiyor. Londra’da sokakta yürürken yanınızda bir IRA bombasının patlama ihtimali neyse Türkiye’deki ihtimal de o kadardır. Aynı şekilde ETA’nın, Korsikalıların yaptığı eylemler de o ülkelerdeki sivilleri etkileyebilir. Oralardaki risk de örneğin Antalya’dakinden daha fazla olmadığı gibi daha az da değildir.
Avrupa ve Amerikan hükümetlerinin Internet sitelerinde ‘tehlikeli bölgeler’ arasında Türkiye’de yer alıyor. Özellikle Apo’nun yakalanmasının ardından bu uyarılar bir hayli arttı. Demek ki ilk görev Türk hükümetine ve turizmcilere düşüyor. Bu sitelerde Türkiye’deki durumun gerçeğe daha yakın yansıtılmasını sağlamak için diplomatik girişimlerin artırılması gerekiyor.
Batı basını da aynı şekilde gerçeklerin anlatılması için bir platform olarak kullanılabilir. Bu konuda turizmciler ve sivil toplum kuruluşlarının daha etkili olacakları da bir gerçek.
Öte yandan rezervasyon iptallerinin sebebi benzerlerine her yıl rastlamaya alıştığımız gibi fiyatları düşürmek amacına yönelik de olabilir. Eğer sebep buysa, terör bu amaç için bir gerekçe olarak kullanılıyorsa alınması gereken tedbirler de farklı olacaktır.
Turizm ülkemizin en hayati sektörlerinden biri. Bu sektörü ayakta tutacak, haksız rekabete karşı güçlü kılacak tedbirlerin de hükümet tarafından alınması gerekiyor. Turizm sektörünün getireceği dövize farklı kur uygulamaktan tutun da özel vergi avantajlarına kadar bir dizi önlem bu konuda sonuç alıcı olabilir.
Teröristlere istediklerini elde edemeyeceklerini göstermek bu mücadelenin en önemli silahlarından birisi. Turizm de bunu göstermek için iyi bir fırsat olarak görülmelidir.
