İnsanın “sığınmacı” olası geliyor
Benim işim, “zaten olması gereken şeyler, yapıldı” diye alkış tutmak mı olmalı?
Yazdığım yazılar nedeniyle okuyuculardan olumlu – olumsuz tepkiler alıyorum.
Olumlu tepkilerin gazına gelmemeye çalışıyorum, olumsuz tepkilerde de küfürlerin arasından yararlanacağım eleştiriler ayıklamaya çalışıyorum.
İkisinin de son derece zor olduğunu itiraf edeyim.
İnsan, egosu okşanınca mırıl mırıl bir kediye dönüşebilen bir yaratık. Onun için “aslansın, kaplansın, dikkat et hapse girersin” gibi övgüleri okurken gaza gelmemeye çalışıyorum.
Tabii bundan daha zoru eleştiri diye yazılan küfürlerin arasından yararlanabileceğim eleştirilere ulaşabilmek.
Geçen gün böyle bir eleştiri “elde edebildim!”
Şöyle diyordu: “Mehmet Bey, Tayyip Beyi çok eleştiriyorsunuz ama insaf edin, bu memlekette hiç mi iyi bir şey olmuyor?”
Doğrusunu isterseniz iyi şeyler de oluyor tabii ama benim işim, “zaten olması gereken şeyler, yapıldı” diye alkış tutmak mı olmalı?
Siyaset, memleketin sorunlarını çözmek için yapılır ve seçilip iş başına gelenin iyi şeyler yapıyor olması zaten yapması gereken bir durumdur.
Yapamadığına dikkat çekmek, iktidarda olanın daha hayrınadır aslında.
Ama buna gayret gösterenler bizde sevilmiyor. E ben de zaten bu işi “herkes beni sevsin” diye yapmıyorum.
Kusura bakmayın, fazla kişisel oldu ama madem öyle, işte böyle yazıyorum: Memlekette, iyi şeyler de oluyor!
Mesela Denizli Valisi’ni alkışlarınızla huzurunuza davet ediyorum!
Dün, Denizli’de, kimlik yenileme işlemi için sıra almayı bekleyen Suriye ve İran vatandaşlarından oluşan sığınmacı gruplar arasında çıkan kavgaya biber gazı ile müdahale eden polis memuru, soruşturma kapsamında geçici olarak görevden uzaklaştırıldı.
Polis ekipleri, sayıları 450 kişiye ulaşan Suriye ve İranlı sığınmacıların kavgasını sona erdirmek istedi. Arbede büyüyünce polis, biber gazı sıkarak kalabalığı dağıtmak istedi.
Bir polis memurunun kalabalığa biber gazı sıkma anı olay yerinde bulunan bir İranlı sığınmacı tarafından cep telefonuyla görüntülenip, sosyal medyada paylaşıldı. Polis memurunun biber gazlı müdahalesiyle ilgili Denizli Valiliği soruşturma başlattı ve polis memurunu geçici olarak görevden uzaklaştırdı.
Irkçı bir düşünceyle yazmıyorum bunu ama memleketimizde, analarımızın öz evlatları biber gazı mermileriyle vurulup öldürüldü, yaralandı. Bu da yetmedi, TOMA’lara doldurulan suların içine biber gazı karıştırıldı ki insanların derileri de yansın.
Bunu yapan hiçbir memur görevden alınmadı, çoğu soruşturulmadı bile.
İşte görün bakın, memlekette iyi şeyler de oluyor, gereksiz şiddete başvuran memurlar da soruşturulabiliyor.
Acaba hepimiz “sığınmacı” mı olsak?
Yalancı çobana da kimse inanmamıştı
AKP’nin ne yapsa, ne etse Adalet Bakanı olamayan hukukçusu Burhan Kuzu, İranlı uyuşturucu baronu Zindaşti’ye vatandaşlık verilmesi için aracılık ettiği iddiaları ortaya atıldığında, şöyle demişti:
“Şahsı asla tanımam ve olayla da bir ilgim yoktur.”
Dün bu adamla Kuzu’nun aynı masada yemek yerken çekilmiş fotoğrafları yayınlandı.
Bunun üzerine, Burhan Kuzu, Zindaşti’nin vatandaşlık için yardım istediğini ama Vatandaşlık Genel Müdürlüğü’nün “bu işte sıkıntı var” demesi üzerine işi takip etmediğini açıkladı.
İyi de Burhan Bey, şimdi sana nasıl inanacağız?
Önce tanımıyorum dedin, tanıdığın ortaya çıktı. Şimdi de işini takip etmedim diyorsun. Nereden bileceğiz?
İşin en başında “bu şahsı tanırım, yemek de yedim ama bu adamın işini takip etmedim, çünkü Vatandaşlık Genel Müdürü beni uyardı” deseydin, gönül huzuru içinde inanabilirdik.
Şu meşhur “yalancı çoban” hikayesini, çocukken hiç mi duymadın?
Türkiye’de yargı bağımsızmış!
Hâkimler ve Savcılar Kurulu, Balıkesir’de görev yaptığı sırada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan bir kişiyi beraat ettiren hakimin görev yerini değiştirdi.
Asuman Aranca’nın Sözcü’de yayımlanan haberine göre söz konusu yargıç, 2. Bölgedeki illerden birine tayin edilecek ki bu da bir tür ceza olarak değerlendiriliyor.
İşte memleketimizin yargısının durumunu ortaya apaçık seren bir örnek olay!
Bunun üzerine ne desek boş!
İster gülün, ister ağlayın.