t24.com.tr

Teknik çözüldü, taktik problem sürüyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bakanlıklara tayin ettiği memurlar ile bir toplantı yaptı.

Cumhurbaşkanı’nın bu memurlarıyla yaptığı toplantı, hemen her mecrada “Cumhurbaşkanlığı kabinesi toplandı, hükümet toplantısı” gibi ifadelerle haberleştirildi.

Böyle bir “kurum”, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde yok.

Evet o uzun masada, Cumhurbaşkanı’nın karşısına dizilen kişilerin sıfatları “bakan” ama bunlar bir araya gelip bir hükümet oluşturmuyor.

Ortak sorumlulukları yok, hepsi tek tek Cumhurbaşkanı’na karşı sorumlular. Cumhurbaşkanı ise biz vatandaşlara karşı tek başına sorumlu, yürütme organı tek başına kendisi.

Bakan sıfatı taşıyanlar, Cumhurbaşkanı’nın tayin ettiği ve canı yarın sabah isterse değiştirebileceği memurlar. Onlarla yaptığı toplantı da bu nedenle bir hükümet ya da kabine toplantısı sayılmaz.

Yaygın olarak tekrarlanan bu hatayı düzeltmeye yaramayacağını bildiğim bu girişi, yazının birinci cümlesini neden öyle yazdığımı açıklamak için yaptım. Konumuz bu değil aslında.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu toplantıdan sonra yaptığı açıklamada çok konuya değindi, üzerinde konuşabilmek için ben bu konulardan birini seçtim.

Cumhurbaşkanı şunu söyledi:

“En çok yoğunlaştığımız alanlardan biri de hayat pahalılığı ve enflasyona karşı verdiğimiz mücadeledir. Aylık çekirdek enflasyonun Eylül’deki yüzde 5,3 seviyesinden Aralık ayında yüzde 2,3 seviyesine gerilemesi yürüttüğümüz kararlı mücadelenin işaretidir. Ancak hayat pahalılığı ve enflasyonla mücadelemizde milletimizin yardımını bekliyoruz.”

Bu konuya biz nasıl yardım edeceğiz, onu da açıklıyor:

“Çünkü bu meselenin teknik boyutu kadar psikolojik boyutu da önemlidir. Öncelikle ürettiği ve sattığı malın, verdiği hizmetin fiyatını enflasyonla orantılı olmayan düzeylerde artıran tamahkâr anlayışı ortadan kaldırmalıyız.”

Biliyorsunuz kendisi ekonomi bilimine önemli katkıları da olan bir iktisatçıdır.

“Faiz sebep, enflasyon sonuç” diye özetlenebilecek ve ekonomi bilimi tarihine “Erdoğan kuramı” olarak tanımlanan teorik katkıyı sağlayan bir iktisatçının, “olayın psikolojik boyutunun” altını çizmesini atlamayalım dedim.

“Meselenin teknik boyutu” dediği şey ise “nass var nass” haykırışı ile gündeme gelen bir “boyut”.

Bunun ne olduğunu bizzat kendisi 6 Haziran 2022 günü yine bir “kabine” toplantısından sonra açıklamıştı, ben de not etmiştim:

“Ülkemizde teknik olarak enflasyon değil, hayat pahalılığı sorunu var.”

Aradan geçen bir buçuk yıldan sonra “hayat pahalılığı ve enflasyona yoğunlaşıyoruz” dediğine göre “teknik olarak” bir şeyler değişmiş olmalı.

Ne oldu da teknik olarak enflasyon değil hayat pahalılığı yaşayan bir ülke, aynı anda ikisini birden yaşamaya başladı?

Teknik direktör, yani bir taktik denemeye karar verdiği için mi?

————————————-