BUGÜNDEN itibaren toplumsal yaşamımızda yeni bir dönem açılacak. Kapalı alanlarda sigara yasağı uygulamasıyla, daha sağlıklı ortamlarda yaşamaya başlayacağız.
Giysilerimiz sigara kokmayacak, ciğerimiz dumanla dolmayacak.
Dünkü Milliyet’te sigara yasağı uygulaması ile ilgili olarak yapılan bir kamuoyu araştırmasının sonuçlarını okudum.
Ankete göre, sigara tiryakilerinin yüzde 49,5’i sigara içmeye devam edeceklerini söylüyor. Yüzde 30,6’sı daha az içeceğini, yüzde 18,8’i sigara içmeyi bırakacağını belirtiyor.
Bu kanun TBMM’den çıktığında, yasaklamanın tek başına yeterli olmayacağını, bunun sigara bırakmayı teşvik edici kampanyalarca da desteklenmesi gerektiğini savunmuştum.
Ne yazık ki Sağlık Bakanlığı bu süreci iyi geçirmedi, üzerine düşenleri yapmadı.
Ama kaybedilmiş bir şey yok, sigara bırakmaya yönelik ciddi kampanyalara her zaman başlanabilir.
Araştırmanın benim dikkatimi en çok çeken tespitlerinden biri de halkımızın sigara içme yasağının uygulanamayacağına ve bu yasağın denetlenemeyeceğine olan yaygın inancı.
Kendi çevremdeki arkadaşlarımdan da biliyorum, hepsi okumuş-yazmış, toplumda saygı duyulacak işler yapan insanlar ama içlerinde bu kanunun hakkıyla uygulanabileceğine inanan üçü-beşi geçmiyor.
Yasaların uygulanamayacağına, işini bilenin yasaların arkasından dolaşmasına kimsenin ses çıkartamayacağına olan inanç bunun nedeni.
Ve bunun sorumlusu elbette halkımız değil.
Öte yandan özel olarak bu yasa ile ilgili durum da şu ki, bu yasakların uygulanmasını denetlemesi gerekenler, bizzat bunun uygulanamayacağına inananlar!
Çünkü kanun, yasağın kolayca çiğnenebileceğini öngörerek, vatandaşları yasağın uygulamasını denetlemekle de görevlendiriyor.
Görülür yerlere asılacak yasak uyarı levhalarında, şikayet edilecek telefon numaralarının bulunmasının başka bir anlamı yok.
Karmaşık ve tuhaf bir toplumsal ruh durumu bu!
Hem kendine güvenmiyor, hem de yasaları uygulasınlar diyerek vergileriyle maaşlarını ödediği insanlara.
Memurlarınız neden maaş alıyor?
ESKİ bakanlardan Fikri Sağlar, geçtiğimiz çarşamba günü Birgün Gazetesi’ndeki köşesinde bir iddiaya yer verdi.
İddia, Başbakan Recep Tayip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt arasında geçtiğimiz yıl mayıs ayında Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan ikili görüşmede nelerin konuşulduğu ile ilgiliydi.
Aradan 48 saat geçtiği halde bu yazıda belirtilen hususlar yalanlanmayınca da Vatan Gazetesi, bu iddiayı “Yazan ilginç, iddia vahim” başlığıyla manşetine taşıdı.
İyi ki de böyle yapmış, çünkü hem Başbakanlık, hem de Genelkurmay Başkanlığı, iddiayı hemen yalanladı.
Yalanlamada, iddiayı haberleştiren gazeteye yönelik ağır suçlamalar da var.
Sorun, en temelinde Başbakanlık ve Genelkurmay Başkanlığı’nda, işi günlük gazeteleri takip etmek olanların, görevlerini ihmal etmiş olmalarından kaynaklanıyor.
Büyük olasılıkla bu kişiler, bazı gazeteleri kendilerince “önemsiz” diye niteleyip, başlıklarına şöyle bir göz atıp geçiyorlar.
Açıklamalarda “mahkemeye vereceğiz, asacağız, keseceğiz” gibi ifadeler de yer alıyor ki bu da kendi memurunun işini iyi yapamamış olmasına duyulan öfkeyi, karşı tarafa yansıtmak olsa gerek.
Başbakanlık ve Genelkurmay Başkanlığı, iddiayı zamanında yalanlamış olsaydı, bunların hiçbiri olmayacaktı.
Bir tuhaf davet
BÜYÜK Britanya Kraliçesi onuruna Çankaya Köşkü’nde verilen davete MHP’lilerin neden katılmadığı merak konusu olmuştu.
Dün öğreniyoruz ki MHP’li üç milletvekiline davetiyeleri, resepsiyonun başlamasına üç saat kala ulaştırılmış.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, davet bile edilmemiş.
Söz konusu olan parti, şu anda TBMM’deki sandalye sayısı itibarıyla üçüncü parti!
Köşk’ün protokol işlerini düzenleyenlerin, böyle bir hatayı nasıl olup da yapabildiklerini anlayabilmek mümkün değil.
Bu durum, bana “gelemeyenler var, bari masalar boş kalmasın” diye bu davetin yapıldığını düşündürtüyor ki MHP’li milletvekilleri de davete katılmamakta sonuna kadar haklılar.
Bir de ilginç bir ayrıntı var: MHP’li milletvekillerine davete eşsiz olarak ve smokinle katılmaları da tembihlenmiş.
Eşsiz davet ayıbını bir yana bırakalım.
“Smokin ile gelin” uyarısını yapan görevliler, Başbakanlığa bunu iletememişler mi, merak ettim.
