Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Dün gece Şükrü Saracoğlu Stadı’nda Fenerbahçe açısından son derece zor bir maç oynandı. Ancak bu zorluklar bence kendisine büyük diyen takımın mutlaka aşması gereken türdendi.

Bir başka deyişle Fenerbahçe dün küllerinden yeniden doğma mücadelesi verdi.

Turhan Sofuoğlu’nu Sakarya’daki oyunculuğundan beri izliyorum. Dengeli bir kişiliği, uyumlu bir yapısı var. Bu kişiliğinin Fenerbahçe’ye de yansımasını bekliyordum. PAF Takımı’ndaki başarılı performansından sonra ilk kez tek sorumlu olduğu bir lig maçında karşısında Beşiktaş gibi bir takımı bulması omuzlarındaki yükü daha da artırıyordu. Oyunun sonucu ne olursa olsun Turhan Sofuoğlu bence bu ilk sınavında başarısız olmadı.

Fenerbahçeli oyuncuların bu maçta gerçek profesyonel kişiliklerini de ortaya koymasını bekliyordum. Ancak Alpay’ın atılmak için adeta maçın 60 dakikası mücadele etmesi ve sonunda isteğine ulaşıp lüzumsuz bir faulle oyundan atılması bazı oyuncuların bu stresi kaldırmakta zorlandıklarının da bir kanıtıydı. Özellikle Ogün’ün kaçırdığı yüzde yüz golün ardından Rüştü’nün çok rahat bir topu elinden kaçırmasıyla yenen gol Fenerbahçeli oyuncuların stresiyle açıklanabilir.

Moldovan dün maç boyunca kendisini sürekli eleştirenlere bence iyi bir yanıt verdi. Çok çalıştı, çok koştu, gol attı, arkadaşlarına pozisyonlar hazırladı. Gelecekteki Fenerbahçe’de de bence hep yeri olmalı.

Karşılaşmanın hakemi Oğuz Sarvan oyunu idare ederken bütün takdir haklarını Beşiktaş’tan yana kullandı. Tayfur’un da tıpkı Alpay gibi oyundan atılması gerekirdi. Beşiktaşlı oyuncuların arkadan yaptığı faullere kart göstermemesi bir başka hatasıydı. Maçın ilk yarısında bence Boliç’in ceza sahasında itilmesi de penaltı olmalıydı. Ama artık Fenerbahçe’ye bu tür penaltılar hiç verilmiyor.