Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Başbakan ve ’proaktif’ arkadaşları

GERİDE bıraktığımız aralık ayının sonunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın damadının yönettiği şirkete ait Takvim gazetesinde bir haber yayımlandı.

Yani dolaylı olarak “Başbakan’ın şahsi gazetesi” de diyebiliriz. Haberi kesip, bir kenara saklamıştım. Bugüne kadar yalanlanmadı.

Söz konusu haber şöyle: “Yeni dönemde Türkiye’nin dış politikasında önemli atılım yapmayı planlayan Başbakan Tayyip Erdoğan, Başbakanlık’ta yeni bir ’dışişleri danışman ekibi’ kurdu. ’Proaktif diplomasi’ atağını, Erdoğan’ın Dışişleri Bakanlığı’na getirmeyi düşündüğü ancak ’bu sorumluluğu üstlenemem’ diyerek reddeden Ahmet Davutoğlu, geniş bir danışman ekibiyle sürdürecek.”

Bu haber, dünyanın önemli bölümünün terörist olarak tanımladığı bir örgütün peşine takılıp, İran ve Suriye’nin değirmenine su taşıma saflığının nereden kaynaklandığını açıklıyor.

Badem bıyıklıları, sıkmabaşları, tarikat yoldaşlarını ve imam hatiplileri, diplomat yapma olanağı olmayınca, Dışişleri Bakanlığı devre dışına çıkarılıyor.

Büyük olasılıkla “İsrail bize saldırmayacağı sözünü vermişti” iddiası da bu dáhiler ekibinin dil ve diplomasi bilgisinin yetkinliğinden kaynaklanıyor olmalı.

Başbakan ve “proaktif arkadaşları”, “din yoldaşlığı” nedeniyle Hamas’a duydukları sempatinin, bir tür cesaretlendirmeye dönüşerek Filistin halkının tepesine bomba olarak yağdırıldığının bile farkında değiller.

Türk dış politikası tarihinin hiçbir döneminde rüzgárın önünde bu kadar savrulmamıştı.

Peygamberler neden Ortadoğulu?

TELEVİZYONLARDA, gazetelerde Gazze’de yaşanan insanlık dramına tanıklık edenler, haklı olarak şu soruyu soruyorlar: “İsrail, nasıl durdurulabilir?”

Ateşkes çağrılarının, “Bölgeye barış gücü gönderelim” taleplerinin sağlayabileceği bir gelişme değil bu.

Artık ortaya çıktı ki İsrail, bölgedeki Hamas varlığına son vermeden durmayacak.

Lübnan’da Hizbullah’a yaptığının bir benzerini gerçekleştirene kadar bu dram sürecek.

İkiyüzlü Batı kamuoyu da bu arada çok üzülmüş gibi yapacak. Suudisiyle, Mısırlısıyla, Ürdünlüsüyle, Araplar da öyle.

Çünkü onlar da içten içe Hamas’ın temizlenmesini istiyorlar.

Hamas’ın bölgedeki varlığının güçlenmesinin, İran ve Suriye’nin etkisini arttıracağını görebiliyorlar. Bunu fark edemeyen bir tek Recep Tayyip Erdoğan var, bu da ayrı bir mesele!

İsrail’in, Hamas üzerinden Suriye ve İran ile hesaplaşması hepsinin hoşuna gidiyor.

Zavallı Filistin halkı kimsenin umurunda değil.

İşin daha kötüsü Filistin halkı da başına gelen bu felaketin sorumlusunun kim olduğunu düşünecek durumda da değil.

Bütün bu katliamın bir tek sonucu olacak: Bölgede ölmeye ve öldürmeye hazır binlerce yeni gönüllünün ortaya çıkması.

İsrail, Hamas ile hesaplayacağım derken, hem kendisinin hem de dünyanın başına öyle bir bela açıyor ki farkında değil.

Bütün peygamberlerin neden Ortadoğu’ya gönderildiğini merak eden bir arkadaşım vardı.

Ortadoğu’daki tabloya bakınca bunun nedeni çok iyi anlaşılıyor!