Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Baykal dönemi böylece kapandı

CHP İl Başkanları toplantısının sonucu, CHP’de artık Deniz Baykal döneminin kapanmak üzere olduğudur.

Bu kadar çok sayıda il başkanının ve milletvekilinin desteğini alan Kemal Kılıçdaroğlu, artık CHP’de alışıldık “hokus pokus”lara kurban gitmez ise bu hafta biterken genel başkan olacak.

Böylece, Deniz Baykalcı parti merkez yönetiminin önünde kullanmaya kolayca cesaret edemeyecekleri bir tek seçenek kalıyor: Başka bir aday ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkmak!

Kılıçdaroğlu rüzgârı bu kadar hızlı eserken pek gerçekleşebilecek bir durum değil.

CHP içindeki bütün dengeleri ve hesapları değiştiren bu sonucun bir tek nedeni var: Kamuoyunun bir bölümüne hâkim olan Kemal Kılıçdaroğlu sempatisi!

İl Başkanları, bu kararı verirken hiç kuşku yok ki kendi illerindeki seçmenlerin ve partililerin nabzını tuttular ve CHP için çözümün nerede olduğunu böyle buldular.

Partinin tepesine sesini ulaştırma olanağı kolayca bulamayan partililerin, böyle tatsız bir olaydan sonra bu fırsatı bulmuş olmaları bize neyin değişmesi gerektiğini de gösteriyor.

Parti içi demokrasi, demokratik bir sistemde olmazsa olmaz bir durumdur.

Parti içi demokrasi yollarının tıkalı olmasına yol açan 12 Eylül mirası bu sistemi, partilerin başındaki kişiler değiştirmeye razı olmuyorlar.

Demokrasinin yolunu böyle doğal olmayan yollar açabiliyor.

Değiştirilmesi gereken bu durumdur.

Baykal’a komplo filan kurulmadı

CHP’nin Baykalcı kanadının önde gelenleri, Deniz Baykal’ın istifasına yol açan olayı “ABD emperyalizminin bir komplosu” olarak niteliyorlar.

İşin ilginç yanı bazı “yandaş yazarlar” arasında da bu işin bir “Amerikan komplosu” olduğunu düşünenler var. Ama elbette onların bundan çıkardıkları sonuç farklı!

Bu konuşmaları dinledikçe aslında hiç girmeyi istemediğim bir konunun üzerinde durmaya karar verdim.

Önce “komplo” ne demek, ona bakalım.

Türkçeye, Fransızcadan girmiş bir kelime bu. Sözlükler, “bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, gizli düzen, topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, tuzak” olarak tanımlıyorlar.

Eğer bu bir komplo ise, söz konusu görüntülerin öncelikle “kurmaca” olduğunu düşünmemiz gerekiyor. Teknolojinin olanakları ile böyle bir kurmaca görüntü elde ediyor ve bunu sonra yayımlayarak Baykal’ı CHP’nin başından istifaya zorluyor olmalılar.

Oysa görüntüler bizzat Baykal tarafından da yalanlanmadı. Hatta istifa konuşmasında, görüntülerin “yeni çekildiğini” bile söyledi.

Görüntü kurmaca olmadığına göre ikinci seçenek Baykal’ın oraya, o hanım ile zorla sokulmuş olması olabilir ki böyle bir durum da yok.

Yani bir “tuzaktan ve gizlice kurulmuş bir düzenden” söz edebilmek mümkün değil.

Bu durum olsa olsa Deniz Baykal’ın kişilik haklarına karşı bir saldırı olarak nitelenebilir.

Özel yaşamına ilişkin bir durumun gizlice kaydedilerek yayılmasından ve bunun sonucunda da istifaya zorlanmasından söz edebiliriz.

O noktada da istifa kararını kendisinin verdiğini unutmayalım.

Baykal büyük olasılıkla şöyle düşündü: “Bu olay nedeniyle istifa edersem, hem siyaseten gerekli olanı yapmış olurum hem de beni bırakmazlar ve bu olay nedeniyle aklanmış olarak partinin başına geri dönebilirim.”

Durum, Baykal’ın hesabının tutmamış olmasından ibarettir!

Aziz Yıldırım başarılı bir yönetici

FENERBAHÇE futbol takımının şampiyonluğu ve kupayı son maçlarda kaybetmesinden sonra gazetelerin spor sayfalarında bazı yazarlar Aziz Yıldırım’ın istifa etmesi gerektiğini de yazdılar. Aralarında Beşiktaş ve Galatasaray’ı tutanlar da var.

Ben Aziz Yıldırım’ın istifa etmesinin gerekli olmadığını, çünkü bu sezon Fenerbahçe Spor Kulübü’nün çok önemli başarılar elde ettiğini düşünüyorum.

Bu sezonun genel tablosu şu:

Futbolda lig ikincisi, Türkiye Kupası’nda finalist.

Kadınlar basketbolda, lig ve kupa şampiyonu.

Kadınlar voleybolda lig ve kupa şampiyonu. Avrupa Şampiyonlar Ligi ikincisi.

Erkekler basketbolda finale çıktı, Efes ile oynayacak.

Erkekler voleybolda lig şampiyonu.

Atletizm, kürek, masa tenisi, boks ve yüzmede değişik kategorilerde birincilikler.

Ezeli rakiplerini sürklase etmiş bir kulüp.

Başarısızlık elbette spor kulübü yöneticileri için bir istifa nedeni olmalıdır. Ve bu tabloya bakınca asıl istifa etmesi gerekenlerin Yıldırım Demirören ya da Adnan Polat oldukları çok açık.

Acaba başka takımları tutan arkadaşlarımızın, Aziz Yıldırım’ın istifasını istemelerinin nedeni aradaki farkın daha da açılmasını önleme telaşı mı?