Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

İsrafın adı “vizyon” olmuş!

Cumhurbaşkanlığı makamının gelecek yılki bütçesi 397 milyon lira olacak.
Bu rakam, geçtiğimiz yılki bütçeye göre yüzde 90 daha fazla.
Bu artışı eleştiren muhalefet milletvekillerine, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga’nın verdiği yanıt şu:
“Bu seneki çok anormal bir artış değil. Bizimki son derece makul bir artış, çünkü Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir vizyonu var!”
Başbakan, daha ayağının tozuyla “kamu kesiminde israf önlensin” talimatı vermişti, demek ki onun vizyonu pek de parlak değilmiş diye mi düşünmemiz gerekiyor?
Yoksa, memura, işçiye enflasyon farkının verilmemesine neden olacak kemer sıkma politikaları uygulanırken, Cumhurbaşkanlığı’nın bu kadar bütçe artışı almasına “müsriflik” demek mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, lüks harcamaları sadece kaçak saray ve jumbo jet ile sınırlı değil.
Kendisine çalışma sarayı olarak İstanbul’da Vahdettin Köşkü’nü seçti, şimdi o köşkler yeniden yapılıyor.
Son padişah Vahdettin’in şehzade iken kullandığı köşkte Erdoğan rahat çalışabilsin diye, çevredeki binalar da kamulaştırılarak yıkıldı ve vatandaşlara bir tür “etnik temizlik” de yapıldı!
Kamulaştırmaya kim bilir ne kadar harcandı, meçhul.
Üstelik birinci derecede tarihi eser olan Köşk, aslına uygun olarak restore de edilmedi, büyütülerek aslından da tamamen uzaklaştırıldı!
Belli ki Erdoğan’ın bir “büyüklük” hastalığı var, her şeyin en büyüğünü istiyor!
Normal olarak İstanbul’da Cumhurbaşkanlarının kullandığı Tarabya’daki Huber Köşkü yeterliydi.
Ama Erdoğan, son padişah Vahdettin’in köşkünü yeniden yaptırmayı tercih etti.
Bunun nedeni padişahlığa özenmesi mi, Atatürk’ten alınacak bir intikam hesabı mı bilemiyorum.
Bilmediğimiz bir konu da bu köşkün restorasyonunun kaça mal olacağı tabii.
Vergilerimiz Erdoğan’ın müsrif vizyonuna göre harcanıyor ama ne kadar harcandığı bile açıklanmıyor.
Dilli Kaşarlı Ödülü üçe bölünüyor
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, önceki gün TBMM’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hem yaşayıp, hem çalışacağı kaçak sarayın maliyetinin 1 milyar 370 milyon lira olacağını açıkladı. Erdoğan için alınan uçağın maliyeti de 410 milyon lira imiş.
Sabah, Akşam ve Yeni Akit haberi sayfalarına almaya değer görmemişler!
Bu gazeteler, Maliye Bakanı’nın sarayın ve uçağın maliyeti ile ilgili olarak verdiği bilgiyi sayfalarına koymadılar, okuyucularından saklamayı tercih ettiler.
Belli ki onlar da içlerinden bunun bir savurganlık olduğunu düşünmüşler ve “en iyisi haberi saklayalım da okuyucularımız görmesin” demişler.
Star gazetesi haberi 10. sayfasında küçük bir ara başlıkla vermiş: “Proje bedeli 1.3 milyar lira.”
Zannedersiniz ki büyük bir projeden bahsediliyor, ancak haberin içini okursanız bu projenin kaçak saray ile ilgili olduğunu anlayabiliyorsunuz.
Yeni Şafak’a bakarken “acaba bir paralel sızma mı var” diye düşündüm.
Çünkü haber göbek sayfasında, kocaman bir kaçak saray fotoğrafı ve manşet altı spot ile verilmiş.
Bu durumda, yandaş medya arasında, ödülü “dilli kaşarlı” olan “en başarılı yandaş” yarışmasının bu haftaki sonucunu açıklıyorum:
Ödül, Sabah, Akşam ve Yeni Akit arasında paylaştırılacak!
12 yılda ancak uyandı
İçişleri Bakanlığı’ndaki cemaatçi örgütlenme ya da günün moda deyimiyle “paralel yapı”, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün “piramidini” bozmuş.
Meğerse bunlar terfi sınavlarında hileler yapmışlar, kendi adamlarını terfi ettirirken, kendinden olmayanların terfisini engellemişler.
Biliyorsunuz “büyük usta” Recep Tayyip Erdoğan’ın bunun farkına varması için, bakanların ve çocuklarının rüşvet ve yolsuzluk suçlamasına muhatap olması gerekti.
Onları kurtarmak ve işin ucunun kendisine dokunmasını engellemek için ortaya bir “paralel yapı darbe yapacaktı” iddiası attı ve gözü aniden açıldı!
12 yıldır kendisi iktidarda değilmiş, o bakanlığın başına kendi atadığı bakanları getirmemiş gibi şimdi “emniyetin piramidi bozuldu, düzelteceğiz” diyorlar.
Hani nerede kaldı “büyük ustalık”?