Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Rejim için asıl tehlike bu

HANE Halkı İşgücü Anketi’nin sonuçları önceki gün açıklandı: 2006 yılının şubat ayı sonu itibarıyla Türkiye’de işsizlerin sayısı 2 milyon 800 bine yükseldi.

Geçtiğimiz bir yıl içinde işsiz sayısı tam 46 bin kişi arttı. Bu geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre binde 2’lik bir artışa karşılık geliyor.

İşsizlerin yüzde 75’i erkek. Yüzde 61’i lise ve altı eğitim düzeyinde. Yüzde 32’si bir iş bulabilme umudunu eş dost yardımına bağlamış. Yüzde 82’si daha önce bir işte çalışmış ama sonra işini kaybetmiş insanlardan oluşuyor.

Anketin açıklandığı gün IMF de hükümetten sağlık ve yatırım harcamalarında indirim istedi.

Toplam tutarı 4.5 milyar dolar olan ek bir önlem paketi yola çıktı.

Bu kamu kesiminin yeni iş yaratma olanağının sınırlanması hatta tamamen durması anlamına gelecek.

Buna karşın özel sektörün yeni bir iş kurmak için gerekli izin ve lisans alma maliyetinin en yüksek olduğu ülke de Türkiye.

Ekonomiyi geliştirmek konusunda önemli bir güç olan “yenilikçilik endeksinde” ise Türkiye “dünya sonuncusu”.

İşsiz, eğitimsiz ve gelecekle ilgili düşünceleri pek de olumlu olmayan büyük bir kitle var.

Türbandı, imam hatipti derken başta hükümet olmak üzere herkesin unuttuğu umutsuz bir kitle.

Ortalığı karıştırmak için fırsat bekleyenler için kaybedecek hiçbir şeyleri olmayan her türlü maceraya kolayca heves edebilecek dev bir kitle bu.

Hükümetin “yeni 28 Şubat” komplo teorilerinden önce bakması gereken asıl tehlike burada yatıyor.

Bir elinde çekiç, bir elinde mala!

MALİYE Bakanı Kemal Unakıtan’ın kaçak villalarını yıkıp yerlerine yenilerini yapmasını öngören projesi, İstanbul 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan onay aldı.

Bakan’ın yeni villalar inşa edebilmesine zemin oluşturan kararın alınması için Kurul’un üyelerinin daha önce değiştirildiğini hatırlayacaksınız.

Belli ki, Türkiye gerek ekonomik açıdan ve gerekse siyasi açıdan son derece sıkıntılı bir dönemden geçerken Maliye Bakanı “İşini bilen bir siyasetçi olarak” çalışmalarına devam etmiş.

Maliye Bakanı’nın villaları ile ilgili haberleri okurken aklıma Orhan Veli’nin şu şiiri geldi:

Ne atom bombası/ Ne Londra Konferansı/ Bir elinde cımbız, bir elinde ayna/ Umurunda mı dünya.

Maliye Bakanı’na ithaf etmek için şiirde bazı değişiklikler yaptım: Ne türban davası/ Ne IMF programı/ Bir elinde çekiç, bir elinde mala/ Umurunda mı dünya.

Özhan Canaydın o sözü söyledi mi?

DÜN öğlen yemeğini Galatasaray Başkanı Özhan Canaydın ve ortak arkadaşımız Temel Aksoy ile yedim.

Özhan Bey ve Temel ile sık sık buluşur yemek yeriz ama birbirimizin sinirini bozmamak için futboldan hiç konuşmayız.

Dün bu geleneği bozduk. Ben onları şampiyonlukları için kutladım, onlar da beni teselli edecek sözler söylediler.

Konu ister istemez Aziz Yıldırım’ın istifasına ve Fenerbahçe’nin yeni başkanının kim olabileceği konusuna geldi.

Özhan Bey, Yıldırım’ın istifasını üzüntüyle karşıladığını anlattı. “Fenerbahçe için yararlı işler yapıyordu, onları yarım bırakmayıp tamamlayabilse iyi olurdu” dedi.

Bunun üzerine gazetelerde Özhan Bey’in ağzından yayımlanan “Biz ayaktayız, başkaları kaçıp gidiyor” sözünü anımsattım.

Bir haber ajansının Bodrum’daki muhabirinin geçtiği bu haber neredeyse tüm gazetelerde yayımlanmıştı.

Özhan Bey “Sen beni tanıyorsun, böyle bir söz söylemiş olabilir miyim hiç. Nasıl uydurdular ben de anlayamadım” dedi ve haberi kesin olarak yalanladı.

Arkadaşlarımla özel sohbetlerimi yazmak gibi bir ádetim yok.

Ancak Galatasaraylı ve Fenerbahçeli taraftarlar, bu sevimsiz haberin doğrusunu öğrensinler diye bu seferlik bu prensibimi bozdum.