MİLLİYET

Bir kere yaptım, yine yaparım!

 Yılbaşı için gönderilen kartlardan bazılarını sakladım. Bunlardan iki tanesinin arkasında “kartposter” yazıyor, Liman Yapımevi tarafından hazırlanmış.. “Kartpostal” ile “poster”in birleşmesinden üretilmiş yeni bir kelime..

Bu “kartposter”lerden biri İngilizce.. Üzerindeki sözler “Dünü hatırla, yarınla ilgili hayal kur, bugünü yaşa!” anlamına geliyor..
Son yıllarda Türkiye’de yeniden moda olan bir kavram, gününü yaşamak..
Latincesi “carpe diem” sanırım bu nedenle Türkiye’de en çok bilinen sözcüklerden biri haline de geldi.. Bu isimde lokantalar, barlar açılıyor..
İlk bakışta iyi bir duygu uyandırıyor insanda..
Yaşadığın anın değerini bilmek, yaşadığın her anı sanki o an sonmuş gibi yaşayabilmek elbette çok önemli..
Ama bizde biraz “hedonizm”le karıştırılıyor gibi geliyor bana.. İnsan eylemlerinin ve yaşamın anlamını “haz”da bulan ve eski Yunan felsefesinde etkili olan bir görüş..

Gasset demiş ki…
Epikür’ün tarif ettiği gibi hazzın eşlik ettiği erdemli, dingin bir yaşamın seçilmesini öngören bir yaklaşım..
Çağımızın gerçekleriyle pek uyuşmadığını düşündüğüm ve Türkiye’de son yıllarda yaygınlaşan anlamıyla daha çok “kaçış”ı ifade eden bir durum..
Ama sözünü ettiğim “kartposter”deki çerçevesi içine oturduğunda bugün algılandığından daha derin bir manaya ulaşıyor, “gününü yaşamak”..
Deneyimlerimizden çıkardığımız yaşam dersleri ve geleceğe ilişkin olarak kurduğumuz hayaller aslında yaşadığımız günü anlamlı kılan şeydir diye düşünüyorum.
Çünkü bunlar olmadan, yaşadığımız hayat üzerine bir fikir sahibi de olamayız diye düşünüyorum.. Gasset’in dediği gibi “hayatımız, üzerinde açık seçik düşünceler geliştirdiğimiz zaman bize aittir.”
Bu kartı saklamamın nedeni bu.. Bana yaşamım üzerine düşünmek ve onun anlamını kavramak için yapmam gerekenleri hatırlatıyor çünkü..

Kaçmayın, direnin!
“Kartposter”lerden ikincisinde Steve McQueen’in bir sözü yazılı: “Bir kere yaptım, yine yaparım..”
Geçmiş yıllarda bu tema üzerine çekilmiş bir reklam filmi de vardı, bilmiyorum hatırlar mısınız?
Genç tüketiciye hitap eden bir içecek reklamıydı.. Bungee jumping, serbest atlama gibi insan vücudunda adrenalini yükselten extrem sporlar yapan gençler kameraya böyle bağırıyorlardı: Yaptım, yine yaparım!
O reklam filmini her seyrettiğimde içimden nedensiz bir neşenin taştığını hissederdim.
İnsanın kendine güvenmesinin ne kadar önemli olduğunu, deneyim denilen şeyin insan yaşamında nasıl büyük bir öğretmen olduğunu bana hatırlatan bir söz bu..
Güçlükler karşısında peşin yenilgileri kabul edip kaçmamak gerektiğini, zorluklara direnme gücünün insanın sadece kendi beyninin içinde olduğunu anlatıyor bana..
Ayak diremeyi, kararlılığı ve yaşadığım anı anlamlı kılmayı çağrıştırıyor.
Yazdığım üçüncü “yeni yıl” yazısı bu ve artık konuyu biraz uzattım galiba ama bu iki kart, bana gelen yeni yılı nasıl karşılamam gerektiğini anlatıyor..