Boncuk, Sana daha önce avucunda kader çizgisi olmayan bir çizgi roman kahramanından,
Corto Maltese’den bahsetmiştim. Hatırlayacaksın. Çingene falcıya uzattığı elinde kader çizgisi olmadığını öğrenince cebinde taşıdığı babasının usturasıyla avucuna derin bir kesik atıp, “Al işte benim de bir kader çizgim oldu, şimdi falıma bakabilirsin” diyen denizciden söz ediyorum.
Bir çizgi roman kahramanı değilim, kaderimi keskin bir usturayla elime çizemem ama etrafımda seni bana hatırlatan şeyleri gördüğümde “işte” diyorum, “Benim kader çizgim de bu… Onu ben seçtim… Bana dikte etmediler.”
Bunca yıldır başımıza gelen onca şeye rağmen hâlâ bu mektubu yazabiliyor olmamı sağlayan güç de bu değil mi?
Bu geleceğe yazılmış bir mektup, okuduğunda kim bilir nerede olacağım? Gerçek sevginin, sevgiliye yer ve zaman birlikteliğinin sağladığından daha derin bir bağlılık ve içtenlikle yakınlık duymak olduğunu biliyorum. Bunun gücüne inanıyorum.
Kime sorsam aşkın bir gün gelip biteceğini söylüyor. Hatta aşkın insan kimyasının bir sonucu olduğuna inananlar bile var. Telaffuz edilmesi zor hormon isimlerini birbiri ardına sıralayıp, bir gün nasıl bu hormonların biteceğinden, etkisini yitirip aşkı da öldüreceğinden matematik bir kesinlikle söz edebiliyorlar.
Böyle düşünenlerin “kişilik” dediğimiz kavramdan haberdar olmadıklarına inanıyorum. Ölümsüz aşk için çok güçlü iki kişilik gerektiğine inanıyorum, bizimki gibi. Aynı potada erimeyi reddeden, birbirine benzemeye direnen iki güçlü kişilik…
Bir çift mıknatıs gibi. Hem karşı konulamaz biçimde birbirine doğru “Kırmızıyı Seçtim Aşk Mavinin Altındaydı”, çekilen hem de aynı güçle birbirini uzaklaştıran iki kişilik… ölümsüz aşkı yaratanın da besleyenin de bu manyetik fırtına olduğuna inanıyorum.
Dün gece yine Dean Martin’in şarkısını dinledim. “You’re nobody till somebody loves you…” Birisi seni sevene kadar bir hiçsin.
Her yılbaşı yaklaşırken bu şarkıyı hatırlıyorum. Gözlerimi kapadığımda kim olduğumu, nereden gelip nereye gittiğimi düşünüyorum. Hiçlikten kurtulmamı sağlayan varlığını hissediyorum.
Bu yılbaşında da, daha kaç tanesini görebileceğimi hiç bilemeyeceğim gelecek yılbaşlarında da… M.Y.Y.