Türkiye ile Ermenistan’da aynı anda yapılan bir araştırmanın sonuçları pazartesi ve salı günü Milliyet’te yayımlandı.
Milliyet’in pazartesi günü Belma Akçura’nın haberini sunan başlığı, “Zaman tünelindeki halk” şeklindeydi.
Bu başlığı “çok yerinde” kılan şey, Ermenilerin “Ünlü olmuş Türk kişi ya da kuruluşlarından hatırladıklarınız varsa isimlerini belirtiniz” sorusuna verdikleri yanıtlardı.
Atatürk, Talat Paşa, Enver Paşa, Sultan Hamid, Jön Türkler sırasıyla giden listede günümüzün siyasi liderlerinden neredeyse hiç kimse yoktu.
Ermeni – Türk “mukatele”sinin baş sorumlusu görünen İttihat ve Terakki liderlerinin ve yine Osmanlı Ermenileri için önemli bir figür olan Sultan Abdülhamit’in, 2005 yılında yapılan bir araştırmanın başköşesinde olmalarını nasıl açıklamalıyız?
Ermenilerin, 1915’te yaşanan dramın daha dumanı üzerindeyken kapalı bir rejim içine girmiş olmalarıyla mı? Kendi ulusal kimliklerini tanımlarken “anti Türk” bir milliyetçiliğin önemli bir faktör olmasından mı?
Ermeni olmasalar da..
Belki doğru bir yanıt bulabilmek için aynı soruya Türklerin verdiği yanıtlara da bir bakmak gerekecek..
Türkiye’de çıkan liste şöyle: Üzeyir Garih, Matild Manukyan, Coşkun Sabah, Nubar Terziyan, Alarko, ASALA, Cem Karaca, İshak Alaton, Fedon, Charles Aznavur..
Listeye bakınca görülüyor ki, Türkiye’de Ermeni denilince akla gelenler içinde Ermenistan’ın dününde ya da bugününde yer almış hiçbir siyasetçi, devlet adamı vs. yok.
Hatta listede bugünkü Ermenistan’la doğrudan ilgisi olan hiçbir kişi de yok..
Buna karşın listede Ermeni olmayanlara da bol bol rastlanıyor: Üzeyir Garih, İshak Alaton, Cem Karaca, Fedon, Alarko gibi..
Ortak kader
Ermenilerin yüzde 39’u “Ünlü bir Türk bilmiyorum” derken, Türklerin yüzde 85.9’u “Ünlü bir Ermeni bilmiyorum” yanıtını veriyor.
Türkler hakkında olumlu fikirlere sahip Ermeniler yüzde 6 iken, Ermeniler hakkında olumlu fikirlere sahip Türklerin oranı yüzde 13.1..
Birbirine komşu ve çok uzun bir ortak geçmişi olan iki halkın birbirini bu kadar yanlış tanıyabiliyor olmasının bir açıklaması, Sovyetler Birliği döneminde iki ülke ve iki halk arasındaki ilişkinin tamamen kopması olabilir..
Türklerin Ermeniler hakkında daha fazla olumlu fikre sahip olmaları da, ülkemizde hâlâ birçok Ermeni ile ortak bir kaderi paylaşıyor olmamızdan kaynaklanıyor.
Halkın ‘çorbacısı’
Ermeni olmayan kişilerin Türkiye’de “Ermeni ünlüsü” olarak ortaya çıkması ise, sanırım “toplumsal hoşgörü” ile ilgili olmalı..
Bu söylediğimin birçok kişiye garip gelebileceğini biliyorum ama bence bu sonuç şunu gösteriyor: Müslüman Türkler, Müslüman olmayan başka Türkiyelilerin etnik kökenlerinin ne olduğu ile o kadar ilgili değiller. Osmanlı döneminden kalma bir şey olsa gerek: Müslüman olmayan tüm azınlıkları halkın “çorbacı” genel başlığı altında isimlendirip detayıyla ilgilenmemesi..
En büyük ‘yapıştırıcı’
Ayrıca araştırmanın tümü okununca ortaya şu çıkıyor: Ermeniler, Türklerle birlikte yaşadıkları dönemin olumsuz anılarından hâlâ kurtulamamışlar.
Aynı şeye eminim ki Yunanistan, Bulgaristan, Suriye gibi ülkelerde de rastlanabilir.
Bu ülkelerde yaşayan halkların bağımsızlıklarını kazanmalarının ardından, kendi ulusal kimliklerini oluştururken kullanılan en büyük yapıştırıcının “Türk düşmanlığı” olması bunun sebebi olsa gerek.