Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Kim bu cennet vatanın…

Posta’nın logosunun üzerinde, “Türkiye’yi ve insanları çok seviyoruz” yazılı. Gerçekten memleketimiz de insanları da sevilmeyecek gibi değil.

İşte size benim cennet vatanımdan bazı insan görüntüleri:
•••
Hüsamettin Cindoruk, televizyon­daki konuşmasında Tansu Çiller’in, DYP’ye genel başkan yapılmasının altında, Tansu Hanım’ın, Süleyman Demirel’in bazı açıklarını bilmesinin yattığını söyledi.

Cindoruk’a göre, Çiller, genel baş­kanlık seçimi sırasında “Süleyman Bey bana engel olmaya kalkmaz. Çünkü elimde onunla ilgili bazı dos­yalar var. Bunları açıklamamdan kor­kar” demiş.

Hüsamettin Cindoruk da onu o zaman sakin sakin dinlemiş. “Ne dosyası kızım?” diye sormamış.

Sormadığı gibi, Çiller’in söyledikle­rine de inanmış olmalı ki, şimdi Cum­hurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden bir zat hakkındaki bu sözleri televiz­yonlardan söylemeye çekinmiyor.

Bu ilginç olayın gerisinde yatanla­ra bakın siz bir de:

Başbakan, Cumhurbaşkanı’nın bazı “açıklarını” dosyalamış, elinde tutuyor. Böyle açıklan olan bir adamın, Cum­hurbaşkanlığı makamında oturmasına sesini çıkartmıyor, çünkü o da onun Başbakanlığını engellemiyor.

Meclis Başkanlığı yapan zat da bu­nu biliyor, ancak o da duyar duymaz gazetecileri toplayıp bunu açıklamak yerine, partisinden kovulana kadar sesini çıkarmıyor.

Demek ki onun da, kendisi partisin­de kaldığı sürece “hakkında dosyalar düzülmüş ve şantajla başbakan tayin etmiş bir kişinin” Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturmasına bir itirazı yok.
•••
Sabah’ın Genel Yayın Müdürü’nün hakkındaki iddiaları yanıtlamak için yazdığı yazıya dikkatlerinizi çekmek istiyorum şimdi de..

Hatırlayacaksınız, kamuoyu Deniz Baykal’ın açıklamasıyla, Zafer Mutlu’nun DYP ile CHP arasında çöpça­tan rolü oynadığını öğrenmişti.

Ertesi gün Baykal ve Çiller bu açıklamadan eski dostları Mutlu’nun zarar göreceğini anlayıp kıvırtma yo­lunu denediler ama bir kere olan ol­muş, ok yaydan çıkmıştı.

Zafer Mutlu’nun açıklamasının en komik olan tarafı da olayı ilk kez or­taya çıkaran Yalçın Doğan ile ilgili olan yönüydü.

Güya Yalçın Doğan, Başbakan’ın özel uçağına davet edilmesi için Zafer Mutlu’nun yardımını rica etmiş, “Başbaka’na söylesene beni de uçağa al­sın” demişti.

Mutlu, bu müthiş ifşaatı Yalçın Doğan’ın kendisi hakkında yazdıkları­nı yalanlamak amacıyla yapıyordu.

Doğrusu benim de aklıma takıldı: Zafer Mutlu, Başbakan’ın basın mü­şaviri mi ki, Yalçın Doğan uçağa da­vet edilmek için Mutlu’yu aramak ih­tiyacını hissediyor?

Mutlu’nun bu görevi “tedvir” ettiği­ni doğrusu ben de duymamıştım.

Ama yazdığı yazıdan anlaşıldığı kadarıyla Zafer Mutlu, kendisine böy­le bir ricada bulunulmasını pek yadır­gamamış.

Demek ki zımnen de olsa, kendi­sini Başbakan’ın “basın müşaviri” ya da “yakın çalışma arkadaşı” gibi gördüğünü de böylece kabul etmiş oluyor.

•••
Sabah Gazetesi, günlerdir Aydın Doğan’ın gazetelerini kullanarak dev­letle iş yaptığını, bu sayede haksız kazanç sağladığını yazıyor.

Bunları yazan köşe yazarları şu so­rulan kendilerine niye sormuyorlar, anlayamıyorum.

Eğer, Aydın Doğan, gazeteleri aracılığıyla ticari çıkar sağlıyorsa, ga­zeteleri neden hükümeti çok sert eleştiriyor?

Neden yalnızca Aydın Doğan’ın gazetelerinde Tansu Çiller’in Amerika’daki mal varlığı açıklanıyor da, Sabah’ta bundan tek satır dahi laf edil­miyor?

Neden Aydın Doğan’ın gazeteleri DYP, CHP, ANAP ve diğer partiler arasında bir ayırım yapmıyorlar da, Sabah Gazetesi yalnızca koalisyon ortaklarını ve özellikle de Çiller’i des­tekliyor?

Çiller, gerzek mi ki, kendisini ka­yıtsız şartsız destekleyen Sabaha devlet imkanlarını kullandıracağına, tam tersine kendisini acımasızca eleş­tiren gazetelerin sahibine devlet imkanlarından yararlanma olanağı sağ­lıyor?

Bu kadar basit soruları, yılların ga­zetecilerinin bile akıl edememiş ol­masına inanmıyorum.

Demek ki, Sabah’ın köşe yazarları­nı dolduran birisi var. Dolduruş yete­neği bu kadar güçlü olan birisinin Sabah’ta harcandığına inanıyorum. Bu her kimse ona derhal bir devlet göre­vi vermeli ve bütün dünya ile olan so­runlarımızı da böylece çözmeliyiz.

İşte sevgili okuyucular. Görüyorsu­nuz, memleketimizi sevmek için ne kadar çok gerekçemiz var. Söyler mi­siniz, bu kadar komik insanı bir ara­da başka nerede bulabiliriz?