Apartman dairesinde köpek beslediği için mahkeme kararıyla tahliye edilen köpekçiği ve sahibini savunmak ve kararı protesto etmek için düzenlenen küçük bir gösteri izledim geçenlerde.
Gösterici çocuklardan biri, kucağında köpeğiyle televizyon kameralarına şöyle haykırdı: “Hayvanları sevmeyenler, insanları da sevemezler!”
Hayatta en nefret ettiğim şey genellemelerdir. Yıllardır benimle birlikte çalışan bütün genç gazeteci arkadaşlarıma da bunu aşılamaya çalıştım.
Genellemelerin, özel durumları açıklamaya yetmeyeceğini söyledim, Bu tür genellemelerin ancak fizik, kimya gibi pozitif bilimler için geçerli olabileceğini, bireysel davranışları ihmal eden toplumsal genellemelerin pek de doğru çıkmayabileceğini savundum.
Bu yüzden on yaşlarındaki sevimli çocuğun sözleri beni irkiltti.
Birincisi, daha bu yaşta hayat ve insan davranıştan hakkında genellemelerde bulunmasını yadırgadım. İkincisi, insan sevmekle, hayvan sevmek arasındaki böylesine doğrusal bir ilişkinin var olabileceğinin düşünülmesine hayret ettim.
İnsan sevmeyip de hayvan seven çok insan gördüğüm gibi, insanlara bayılıp da hayvanlardan nefret eden bir çok arkadaşım da oldu.
Toplumumuzda evcil hayvanların (özellikle de kedi ve köpek gibi), onların sahiplerinin ve onlardan korkanların hakları konusunda ciddi bir kafa karışıklığı olduğunu düşünüyorum.
Eşim köpekten korkar. İki baldızım ondan daha çok korkar. Eski bir arkadaşım da üçünden de çok korkar.
Dördünün de ortak özelliği naif ve aşırı nazik hanımlar olmalarıdır.
İnsanları severler, ama köpekleri sevmezler. Sevmenin de ötesinde ciddi olarak korkarlar.
Bu yüzden de köpek sahipleriyle araları hep limonidir. Allahtan, arkadaşımın eşi onlara Amerika’dan birer tane köpek kovucu “dazer” getirdiği için son günlerde büyük tatsızlıklarla karşılaşmıyoruz.
Ama yıllardır köpekten korkan birisiyle yaşayan bir insan olarak onların duygularını sanırım çok iyi anlıyorum.
Köpekten korkan birisine söylenebilecek en kötü söz “korkmayın ısırmaz’dır.
Çünkü onlar da köpeğin kendilerini yemek için orada fırsat kollamadığını çok iyi bilirler.
Ancak korkularını yenemezler.
Bu, uçaktan korkan bir insana “korkma düşmez”; ya da kapalı yerde durmaktan korkan bir insana “asansör sapasağlam”; ya da yüksekten korkan bir insana “korkma balkon demiri var, düşmezsin” demekten farklı değildir.
Korku üzerine çalışan davranış bilimciler korkuları doğal ve doğaüstü korkular olarak ikiye ayırıyorlar.
Bunlar bildiğiniz gibi tarih öncesi çağlardan genlerimize kaydedilmiş korkular: Karanlıktan korkmak, ölüden korkmak vb..
Bir de korkunun “fobik örgütlenmesi”‘nden söz ediyor bilim adamları.
Nice İnsani Bilimler Üniversitesi hocalarından Pierre Mannoni, “korku seçime bağlı ve akıl dışı olarak oluştuğunda bir fobiyle karşı karşıya olduğumuzu anlarız,” diyor.
Fobilerin ikinci büyük gurubunu yılanlar, örümcekler gibi iğrenç hayvanlardan korkanlar oluşturuyor.
Ancak, hayvan korkusu bazen şaşırtıcı bir özellik göstererek, aslında dokunulması insanda kötü duygular uyandırmayacak kedi, köpek gibi hayvanlara yönelebiliyor.
İşte bu şekilde köpekten korkan bir insana, siz ne kadar o hayvanın zararsız olduğunu anlatırsanız anlatın, bir şey değişmez.
O, sebebini bilmediği bir şekilde hayvanla yakınlaşmaktan, aynı ortamda bulunmaktan korkar.
Öte yandan, Türkiye gibi insan ihtiyaçlarının bile gözetilmediği ülkelerde bir evcil hayvan ile birlikte yaşamanın da getirdiği bazı güçlükler var.
Bu güçlükler evcil hayvan sahibinin, canı kadar sevdiği hayvanına karşı toplumda oluşan tepkiye, karşı tepki göstermesi sonucunu doğuruyor.
Bu durum onları “hayvan sevmeyen, insanları da sevemez” tekerlemesine kadar götürüyor.
Oysa eski bir arkadaşımın komşusu evinde iki köpek beslemesine rağmen haftada en az bir kere karısını sabaha kadar dövebiliyor!
Demek ki bu genelleme yanlış.
Galiba bu konuda da en iyi çözüm karşılıklı haklarımıza saygı duymaktan geçiyor.
Köpek sahiplerinin istedikleri hayvanı istedikleri yerde besleme haklarına ne kadar hoşgörü göstermemiz gerekiyorsa, köpeklerden fobik olarak korkanların haklarına da o kadar saygı göstermemiz gerekiyor.
Sözüm köpek sahiplerine. Etrafınızda köpekten korkan birisi varsa, ona “korkmayın ısırmaz” diyeceğinize, köpeğinizin tasmasına sıkıca sarılın.
Köpeklerden korkunun bazı insanların şoka girmelerine ve ölüme bile yol açacağını aklınızdan hiç ama hiç çıkarmayın.