Çiller titre ve kendine dön!
Böyle bir koalisyona ancak Türkiye’de rastlanabilirdi ve zaten öyle de oldu. Dünya siyaset tarihinde ilk kez bir parti, bir başka partiyle koalisyon ortağı olarak hükümet sorumluluğunu paylaşmadan, fiilen iktidar ortağı olmayı başardı.
Bunu Tansu Çiller’in acemiliğine ve çaresizliğine mi bağlarsınız, yoksa Alpaslan Türkeş’in kurtluğuna mı, orası artık size kalmış.
Ancak şurası bir gerçek ki, Tansu Çiller, bakanlarını bir başka partinin liderinin onayına sunan ilk başbakan olarak tarihe geçmeyi haketti.
Normal olarak birbirleriyle resmen koalisyon yapan partiler bile, bakanlarını seçerlerken kendi iradeleriyle hareket ederler.
Onların kararlarını etkileyebilecek tek etken, her iki partinin atadığı bakanların birbirleriyle uyumlu çalışabilecek isimler olup olmadığıdır.
Bu gereklilik bile, atanacak bakanların isimlerinin karşı tarafın onayına sunulmasıyla yapılmaz. Ancak önceki gün kapalı kapılar ardında Türkeş ile Çiller arasında yapılan pazarlıklardan dışarıya sızanlar, en hoş görülü bakışla bile inanılacak gibi değil.
Sızan haberlere göre Tansu Çiller ile Alpaslan Türkeş arasında azınlık hükümetine destek amacıyla imzalanmış bir de gizli protokol var.
Protokol, Tansu Çiller’in başbakanlık için göze alamayacağı hiçbir şeyin kalmadığını açıkça ortaya koyacak maddelerle dolu.
Buna göre Çiller, hükümetin güvenoyu almasını takiben 6 bin kişilik ek kadronun MHP yandaşlarıyla doldurulmasını kabul ediyor. (Hatırlayacaksınız, bu kadrolar CHP koalisyonu bozmamış olsaydı, CHP yandaşlarınca doldurulacaktı. Ve bu kadroların doldurulması hayali CHP Kurultayında bir çok delegenin rüyalarını süslemişti.)
Bu uygulama, bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin gördüğü en geniş çaplı kadro yağmalaması olarak tarihe geçecek.
CHP’li Adalet Bakanı Mehmet Moğultay, bakanlığının memuriyet sınavlarında CHP’lileri kayırdı diye kıyametleri koparanlar, bakalım şimdi neler yazıp, söyleyecekler?
İşçiye, memura hazinede para olmadığı için zam vermediğini söyleyen Tansu Çiller, bakalım bu yeni kadrolarla yağmalattığı hazinenin parasını nereden bulacak?
Böyle bir pazarlıkla devletin kadrolarına sızdırılan parti militanları görevlerini yaparlarken hangi önceliklerle hareket edecekler?
Ancak görecek olduklarımız, bundan yıllar önce Milliyetçi Cephe hükümetleri sırasında gördüklerimizden de pek farklı olmayacak.
Bu kadrolar, yerleştirildikleri devlet dairelerinde başka siyasi görüşlerdeki diğer memurları sindirmek, tasfiye etmek için araç olarak kullanılacaklar.
Bozulacak toplumsal barışın faturasını ödeyecekler arasında en önde de Çiller’in kendisi gelecek.
Verilen tavizlerden bir tanesi de eskiden CHP’nin elindeki bakanlıklarda yapılacak memur kıyımlarıyla ilgili.
Bu bakanlıklarda büyük bir memur kıyımının başlayacağının ilk işaretleri de “gizli protokol”de yer alıyor. Çiller, bu bakanlıklarda kimi görevden alıp yerine kimi atayacağını da Türkeş’e sormayı kabul ediyor!
Tansu Çiller bununla da kalmıyor ve bundan sonra atayacağı vali ve emniyet müdürlerini de Türkeş’e soracağını taahhüt ediyor.
Kural gereği tarafsız olmaları beklenen bu yöneticilerin, bir siyasi partinin icazetiyle göreve getirilmiş olmaları, onlara karşı toplumun duyduğu güveni de sarsacak.
Çiller’in söylediği hiçbir şeyde samimi olmadığı, aksine gününü kurtarma telaşı içinde olduğu bazı kamu kuruluşlarının yönetim kurullarını pazarlık konusu etmesinden anlaşılıyor.
Çiller, devletin sırtında kambur olan bazı KİT ve bankaları özelleştireceğine onları MHP’ye peşkeş çekerek oy toplamaya çalışıyor.
Gizli protokolün en inanılmaz maddesi ise MHP’nin mecliste gurup kurması ile ilgili.
Protokole göre DYP, MHP’nin gurup kurması için elinden geleni yapacak.
Bu şu demek: Ya parayı bastırıp bazı milletvekillerini MHP’ye transfer edecek, ya da kendi milletvekillerinden bir kaçını MHP’ye ödünç verecek!
Böylece MHP’nin gurup kurması sağlanıp, hazineden daha çok yardım almasının yolu da açılacak.
Yani sizin anlayacağınız, Tansu Hanım’ın siyasi destek bulmasının faturası yine bizlerin cebinden çıkacak paralarla ödenecek.
Hükümetin yapısı içine sokulan MHP kökenli bakanlarla demokratikleşme reformu nasıl yapılıp, gümrük birliği yolundaki engeller nasıl kaldırılacak orası ayrı bir soru.
Anlaşılan o ki, Çiller’in gözü koltuk aşkıyla kör olmuş.
Bu yaptıklarıyla hükümet olması belki mümkün ama iktidar olması asla mümkün değil.
İktidarı MHP’ye teslim etmiş gibi görünen Çiller’in, vakit geçirmeden titreyip kendisine dönmesinde yarar görüyorum.