Türkiye’nin Major’ı Cavit Çağlar
Siyasette ayakta durabilmenin ne kadar zor olduğu, son güvenoylamasından sonra DYP’de yaşananlarla bir kez daha kanıtlandı.
Yola Tansu Çiller’i avlayıp başını yemek için çıkanlar, kendilerini usta bir avcının kurduğu tuzağın içinde buldular.
Olaylar o kadar hızlı gelişti ki, “eski kurt politikacı” havalarından yanlarına yaklaşılmayan bazı beyler, bir anda kasabın bıçağını boyunlarına yemiş kurbanlıklara dönüşüverdiler.
Demirel-Cindoruk ekibinin Tansu Çiller’i tasfiye planları azınlık hükümetinin güvenoyu alamaması hesapları üzerine kurulmuştu.
Hükümet güvenoyu alamayınca Çiller mağlup genel başkan olarak DYP içinde sıkıştırılacaktı.
Tezgah geniş tabanlı bir meclis hükümeti üzerine kurulmuştu. Başbakan olmadan gireceği genel kurulda Çiller’in DYP’nin başından daha çabuk uzaklaştırılabileceğini hesaplamışlardı.
Ama evdeki hesap DYP’ye uymadı.
Daha bir gün öncesine kadar DYP’den ihraç edileceğini rüyasında görse hayra yormayacak olan Hüsamettin Cindoruk bile kendisini kapının önünde buluverdi. Artık ne yaparlarsa yapsınlar mücadelelerini DYP’nin dışında sürdürmek zorundalar.
İlk seçimde bir de parlamento dışında kalırlarsa vay hallerine!
Bu hale gelmelerindeki en önemli neden Çiller’in DYP içindeki gücünü hesaplayamamış olmalarıydı.
Bu güç, Menzir’i istifa ettirtip, Baykal ile Çilleri aynı potada eritmeyi başarabildi.
Bu gücün adı Cavit Çağlar’dı.
Dikkatli Posta izleyicileri, Cavit Çağlar’ın DYP içindeki gücünün artmakta olduğuna ilişkin önceleri küçük küçük, sonra da daha detaylı haberleri gazetelerinde okuduklarını hatırlayacaklardır.
12 Eylül sonrasında kayıtsız şartsız Demirel’in yanında olan, seçimlerden sonra Demirel’in “tetikçiliğini” üstlenen Çağlar’ın, parti içinde bağımsız bir güç olarak gelişmeye başladığına ilk kez dikkatleri Posta çekmişti.
Cavit Çağlar, bütün siyasi geleceğini Demirel’e bağlamanın ne kadar yanlış olduğunu iki yıl önceki DYP Büyük Kongresi sırasında görmüş, yaşamıştı.
Demirel, o zaman Çağlar’ın genel başkan adaylığına engel olmasaydı, Çağlar belki de bu düşünce çizgisine hiçbir zaman gelemeyecekti.
Cavit Çağlar o tarihte elinin tutulmasını hiçbir zaman unutmadı.
Açıkça itiraf etmese de, kendisine layık gördüğü DYP Genel Başkanlığı’nı Tansu Çiller’e kaptırmasından hep Demirel’i sorumlu tuttu.
Çiller’in genel başkanlığını içine sindirdikten sonradır ki, parti içinde bir güç olmanın gerekliliğine inandı, çalışmalarını hızlandırdı.
DYP’deki Tansu Çiller karşıtları Demirel-Cindoruk ikilisinin bir işaretiyle ayaklanır ve güvenoyunda Çiller’i yalnız bırakırlarken, o Çiller’in yanında durmayı tercih etti. Yanında durmakla da kalmadı, iki yaşlı kurdun tecrübesiz Çiller’i yemelerini önledi.
DYP-CHP koalisyonu için siyasi olarak yolu açarken de iki yıl öncesinin rövanşını Demirel-Cindoruk ikilisinden almış oldu.
Biliyorsunuz, Tansu Çiller basının bir bölümü tarafından “Demir Leydi Thatcher” olarak isimlendiriliyor.
Sendikalar karşısındaki uzlaşmazlıkta kararlı tutumu, Çiller’in “Demir Leydi”lik stajı olarak yorumlanıyor.
Demir Leydi’nin, İngiltere gibi muhafazakarlığın kalesi bir ülkede bile ancak 11 yıl iktidarda kalabildiğini Cavit Çağlar iyi biliyor.
Cavit Çağlar, Türkiye gibi herşeyin olağanüstü çabuk eskidiği ve geçerliliğini yitirdiği bir ülkede, demir Ieydiliğin 11 yıl bile süremeyeceğini de çok iyi biliyor.
Onun hedefi şimdi Türkiye’nin John Major’u olmak.
DYP’nin Major’u olarak bir gün Başbakanlık koltuğunu Çiller’den devralmak.
Bunun için öncelikle DYP’de Çiller’den sonra ikinci büyük güç olması gerek.
İngilizcede “major”, “daha büyük, çok önemli” anlamına geliyor.
Cavit Çağlar’ın, John Major olma hayalleri, DYP içinde “major güç” olmaktan geçiyor.