Affa neden karşıyım?
Ecevitlerin gözyaşları içinde önerdikleri af, öyle görünüyor ki, kamuoyunda yarattığı büyük rahatsızlığa rağmen koalisyon ortaklarının oy hesapları nedeniyle yasalaşacak.
Devlet bir kez daha ‘kendisine yönelik suçları’ affetmeyecek ama vatandaşlarına karşı işlenen her türlü suçu affedecek.
Bizim gibi ‘dışarda’ olanlar için af sözünün bir tek anlamı var: Herkesin yaptığı yanına kâr kalacak.
Ancak ‘içerde’ olanlar için bu, kelimelerle ifade edilemeyecek kadar büyük bir mutluluk nedeni. Bu açıdan ‘affa karşı gibi görünmek’ birçok kişiyi rahatsız ediyor. Ben de bunlara dahilim.
Hangi nedenle olursa olsun hapse düşmüş bir insanın ve yakınlarının çektikleri acıları hafife almak gibi görünüyor, doğrudan doğruya affa karşıyım demek.
Ama af aynı zamanda toplumdaki adalet duygusunu da zedeliyor. ‘Kader kurbanları’nın kurbanlarının ve yakınlarının adalete güvenini sarsıyor, intikam duygularını körüklüyor.
Türkiye’de ceza yasalarının bazı hükümlerinin çağdaş toplumlardakinden çok ağır olduğu bir gerçek.
Birçok ülkede hafif hapis cezalarıyla karşılanan suçlara, suçun ağırlığı ile kıyaslanamayacak kadar ağır hapis cezalarının verildiğini biliyoruz.
0 zaman yapılacak şey suç işlediği bağımsız mahkemelerde kanıtlanmış kişileri salıvermek değil, cezaları Batılı normlara uydurmak olmalı. Bunu yaptığınız zaman zaten şu anda hapiste bulunan ve gereğinden ağır cezalara çarptırılmış birçok insan özgürlüğüne kavuşabilecek, hem de yaptıklarının cezasını çekmiş olarak…
Bugün hapiste haksız yere yattığı varsayılan bazı insanların durumu da CMUK’ta yapılacak düzenlemelerle kolayca düzeltilebilir. İşkence altında alınmış ifadelerle ve yetersiz sorgulamalarla verilen birçok mahkûmiyet, yeniden yargılama yolu açılarak kaldırılabilir, gerçek suçluların bulunup onların cezalandırılması sağlanabilir.
Ama bunları yapmak bütün bir adalet sistemimizi elden geçirmek demek… Bunu yapmaya bugün iktidarda olan siyasetçilerin ne cesareti var, ne de küçük oy hesaplarının böyle bir ‘sıkleti kaldırmasına’ imkân var.
Öte yandan demokratik vicdanı zedeleyen ve düşünce suçlularının da genel aftan yararlanmasını engelleyen hükümleri değiştirerek affı yaygınlaştırmaya yönelik bir çaba da yok.
Bu da gösteriyor ki ‘genel aftan beklenen şey toplumda yeni bir barış havasının estirilmesinden çok, sadece ‘oy’dur.
Cumhuriyetin 75. yılının böyle oy hesaplarına meze edilmesi ise en hafif tabirle ahlak dışı bir harekettir.