RADİKAL

Bindik bir alamete

Mesut Yılmaz’ın aylar önce bir gün durduk yere ettiği seçim sözünün dönüp dolaşıp bir erken seçim olarak hedefini bulacağından zaten kimsenin kuşkusu yoktu. Şimdi hep beraber kuyudan bu taşı çıkarmaya çalışacağız.

Bugün yaşadığımız siyasi sorunların temelinde bundan önceki seçimin sonuçları yatıyor.

Geçerli oyların yüzde 15’ine yakın bir bölümünün Meclis’te temsil edilemediği bir seçimden çıktık.

En çok oy alan parti geçerli oyların ancak beşte birini alabildi.

Bir önceki seçimden daha az oy alan siyasi partiler ve liderleri hiç de hak etmedikleri bir şekilde Meclis içi dengeler ve başka siyasi hesaplarla kendilerini iktidarda buldular.

Sonuçlan bakımından kazananın olmadığı ama kaybedenin de iktidara geldiği garip bir tablo ile karşılaştık.

Siyasi hesapların hiçbir ahlak kaygısı taşımayan incelikleri, seçim öncesinde verilen sözleri unutturabildi.

Ülkeyi yönetmekten çok bir politikacıyı kendisini bekleyen tehlikelerden kurtarmak amacına dayalı olarak kurulan koalisyon, ortaklardan birinin kendi dünya görüşünü tüm topluma dayatmaya çalışması yüzünden dağılmak zorunda kaldı.

Yerine kurulan koalisyon ‘mecburen bir araya gelmiş’ ayrı telden çalan insanlar topluluğu olmaktan ileri gidemedi.

Şimdi geçen sefer bu tabloyu çıkaran seçim yasasıyla yeni bir seçime gidiyoruz.

Büyük bir ihtimalle Fazilet yine birinci parti olacak, birbirine yakın oy oranlarıyla ANAP, DYP, DSP ve CHP arka arkaya dizilecekler. Çok büyük bir sürpriz olmazsa seçimden sonra DTP diye bir parti de kalmayacak.

MHP ve BBP gibi partiler, kendilerine sunulan ‘ittifak’ olanakları sayesinde hak ettiklerinden çok daha fazlasıyla Meclis’te temsil imkanını bulacaklar. Buna karşılık geçen seçimde yüzde 5’in üzerine çıktığı halde Meclis’te temsil edilemeyen HADEP yine ‘temsil dışı’ kalacak.

Seçimden sonra kurulması muhtemel koalisyonların neler olabileceğini görmek için de falcı olmaya gerek yok.

Sonuç olarak, yeni seçim, bazı siyasetçilerin kaprislerini belki tatmin edecek, ama Meclis’te bugün hâkim olan siyasi tablo aynen karşımıza çıkacak.

Mevcut yasalarla gidilecek erken seçim, kendisinden önceki tüm siyasi rahatsızlıkları ve dengesizlikleri bir kez daha ortaya koyacak.

Bunun Türkiye demokrasisi için gerçekten yararlı bir seçim olacağını kim söyleyebilir?