Ahmed Vefik Paşa rahmet istedi
Yaz sıcağında siyaset haberi okumak dünyanın her yerinde sıkıcı bir şeydir. Hele oyuncuların yıllardır hiç değişmeyen replikleri söylediği Türkiye gibi ülkeler için..
Ama dün Hürriyet’te Ertuğrul Özkök’ün haberini okurken eğlendiğimi itiraf etmeliyim.
DYP bir ‘araştırma-geliştirme’ birimi kurmuş ve bu ekip ‘merkez sağın’ kurtuluşu için bir reçete hazırlamış. Gerçi reçeteyi okuyunca hedefin merkez sağı kurtarmaktan çok Tansu Hanım ile Mesut Bey’i kurtarmak olduğu sonucu çıkıyor, ama olsun.. Dünya gözüyle şu memlekette hiç olmazsa birilerinin kurtulduğunu görmek bile bir şeydir diye düşünüyorum..
Projeye göre iki parti seçime ayrı ayrı girecekler ve fazla oy alanın genel başkanı, başbakan olacak. İki parti de tüzel kişiliklerini koruyacaklar ama ‘gevşek bir federasyon’ biçiminde bir çatı örgütü oluşturacaklar ve Başbakan olamayan Genel Başkan bu ‘gevşek federasyon’un ve TBMM’nin başkanı olacak.
Ne yalan söyleyeyim bu haberde en çok güldüğüm şey projenin ismi oldu. Tansu Hanım ve Mesut Bey söz konusu olduğuna göre federasyonun biraz ‘gevşek’ olması zaten beklenmeliydi. DYP’nin Ar-Ge’cileri belli ki espri duyguları gelişmiş kişiler. Birleşmenin ‘gevşek’ olacağının altını özellikle çizmiş olmaları da bunu gösteriyor.
İşin bir başka eğlenceli kısmı, şu an bir seçim olsa barajı geçemeyecekleri üzerine rahatlıkla iddiaya girebileceğim iki partinin genel başkanlarından birinin başbakan ötekinin TBMM başkanı olmasının öngörülmesi. Hatta diyebilirim ki bütün plan zaten bu ‘öngörü’ye dayanıyor. Bu bana nedense aç tavukların gördüğü arpa rüyasıyla ilgili atasözünü hatırlattı. Elimde olmadan gülüvermişim işte..
Dünyanın en ciddi adamı olduğuna hiç kuşku duymadığım Oktay Ekşi’nin de oturup bu mizahi haber üzerine kendi ciddiyetine yakışır bir yorum yazması da ‘fars’ın bütün özelliklerini tamamlayan bir gelişme oldu benim için.
Fars, biliyorsunuz, kaba bir mizah anlayışına dayanan ve kalıplaşmış karakterlere, olmayacak durumlara gereğinden fazla yer veren bir oyun türü. Entelektüel ve estetik açıdan komediye göre daha zayıf bir tür olarak değerlendirildiğini de belirtmeliyim.
Nur içinde yatsın Ahmed Vefik Paşa sağ olsaydı şimdi bu haberden yola çıkıp ne güzel bir ‘fars’ yazardı diye düşündüm. Bu vesileyle onu bir kere daha rahmetle andım.
Yalnız planda unutulan bir konu var ki çok önemli: Özelleştirme kime bağlanacak? İhalelere verilen tekliflerin zarfları ihale saatinden önce Başbakanlık Konutu’nda mı açılacak, TBMM başkanının evinde mi? İhalelere girecek işadamları gece hangi konutta çay kahve içip sohbet edecekler? Ev sahipliği görevi Tansu Hanım’a düşerse, Mesut Bey’in üstün dedektiflik yetenekleri ziyan olmayacak mı? ‘Örtülü’yü kullanma hakkı Mesut Bey’e düşerse Tansu Hanım’ın bu yeteneklerinden mahrum kalmayacak mıyız?
Ve elbette en önemli sorunun da yanıtı yok: Seçmenleri bu iki partiden birine oy vermeleri için nasıl ikna edeceğiz?