Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Dünkü gazeteleri dikkatle okudum. Kısa bir süre önce tanımış olmama rağmen arkadaşlığından çok hoşlandığım bir insanın, salt sanatçı kişiliğiyle nasıl olup da bu kadar çok sevilebileceğini anlamaya çalıştım.

Hesse “Bir komik ne kadar büyük sanatçıysa, bizlerin aptallığını ne kadar tüyler ürpertici ve çaresizlik taşıyan bir tavırla komediye dönüştürürse, o kadar çok güldürür seyirciyi” diyordu. Bu sözleri hatırladım Kemal Sunal’ın fotoğraflarına bakarken.
Kemal Sunal bizlere, kendimizi ciddiye almaktan vazgeçmemiz gerektiğini gösteren bir sanatçıydı. O bizim Forest Gump’ımızdı.
Aptallıklarımızı olanca acımasızlığıyla yüzümüze vuran bir tavrı vardı. İçimizdeki Davaro’yu, Salako’yu, İnek Şaban’ı bize gösteriyor, sonra da kendimize doya doya gülmemiz için bir kenara çekiliyordu sanki.
Erken ölümü de böyle bir geri çekilişin ifadesi miydi?
‘Gen devrimi’nin ömrümüzü uzatacağı hayalleri arasında kendimizi yitirdiğimiz bir dönemde ölümün soğuk gerçeği ile yüzleşmemiz için miydi?
Söyleyebileceği her sözü söylemiş ve bu sözleri büyük ölçüde kendisine muhatap bulmuş bir sanatçının arkasından daha fazla ne söyleyebilirim ki?
Türkiye gerçekten çok büyük bir sanatçısını yitirdi. Hepimizin başı sağolsun.