RADİKAL

Çok şey değişti, hiçbir şey değişmedi

2000 yılının Türkiye’si fabrikalarda üretilip, pazarlarda satılan bir ürün olsaydı reklamını başlıktaki gibi yapabilirdik: Çok şey değişti, hiçbir şey değişmedi…

Öyle bir hükümetimiz var ki bir yandan yaşadığımız çağa ayak uydurmak için en zor kararları büyük bir cesaretle alabiliyor, öte yandan popülizmin en cıvık örneklerini sergilemekten de çekinmiyor.
Yerel yönetimlerle ilgili olarak hazırlanan yasa tasarısı da öyle görünüyor ki bu ikinci türe örnek olarak tarihe geçecek. Tarihe geçmekle kalmayacak önümüzdeki on yıllar boyunca bu yasanın getirdiği problemlerle didişeceğiz.
Hanife Şenyüz’ün haberine göre bu yasa ‘gecekondu sorununa da neşter atmaya’ hazırlanıyormuş. Ama öyle bir neşter atıyorlar ki buna bence ‘kentlerimizin yüzüne jilet atmaya hazırlanıyorlar’ demek daha doğru.
Tasarı gecekonduculara işgal ettikleri Hazine arazilerinin sahibi olmaları olanağını sağlayacak. Demek ki Başbakan Ecevit’in, Turgut Özal’ı etkileyici bulması sadece bir Davos şovu ile sınırlı kalmayacak. Vaktiyle rahmetlinin de düşündüğü bir ‘cin fikir’ yeniden ısıtılıp önümüze sürülüyor.
Buna göre üzerinde gecekondu bulunan Hazine arazileri belediyelere devredilecek. Belediyeler de bu arazileri gecekondu sahiplerine belirleyecekleri bir bedelle devredecekler. Aldıkları paranın yüzde 25’ini Hazine’ye verecek, geri kalanını da kendileri kullanacaklar.
Türkiye genelinde 4 milyona yakın gecekondu olduğu biliniyor. Bunlardan ne kadarının bu uygulama kapsamına gireceğini bilemiyoruz. Öyle görünüyor ki ‘gecekondu sorununa neşter atmak’, gecekonduları meşrulaştırmaktan öte bir anlam taşımıyor.
Yasa ile yaratılacak kaynağın gecekondu bölgelerinin ıslahı için kullanılmasına yönelik herhangi bir düzenleme yok.
Daha altı ay önce büyük bir deprem felaketi yaşanan bir ülkede gecekonduları bu halleriyle meşrulaştırmanın ne tür facialara zemin oluşturacağı da hiç düşünülmemiş.
Üzerinde halen gecekondu bulunmayan Hazine arazilerinin bu yasa konuşulmaya başlandığında yağmalanmasını önlemeye yönelik bir hüküm de yok. Hatta bundan sonra Hazine arazilerinin benzer bir yapılaşmaya karşı korunması da sadece belediyelerin insafına bırakılıyor ki, oy kaygısıyla her şeyi yapmaya hazır olan belediyelerimizin bunu nasıl yapacağını tahmin etmek için de falcı olmak gerekmiyor.
Ucuz popülizm bir kez daha Türkiye’nin geleceğini rehin vererek para ve oy kazanmaya çalışıyor. Acaba bu Türkiye’nin kaderi mi?