Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Demokrasiden vazgeçemeyiz

 Sincan’daki olaylı toplantı ile başlayan tehlikeli tırmanış karşısında toplumca iyi bir sınav vermedik. Bir kısmımız sanki hiçbir şey olmamış gibi davranmayı tercih ederken, bir kısmımız da bu tırmanışı daha ileri boyutlara götürecek davranışlar içinde olduk.

Şimdi bulunduğumuz noktada hep birlikte durup bu ülkenin geleceği için tek çıkar yolun demokrasi olduğunu bir kez daha hatırlamalıyız.

Refah Partisi ve temsil ettiği siyasi görüş, serbest seçimler sonucunda küçümsenemeyecek bir oy oranı alarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil hakkı kazandı. Aynı seçimlerin sonucunda parlamentoda temsile hak kazanan siyasi partilerden her birinin tek başına ya da başka partilerle birlikte hükümet kurmaya ne kadar hakkı varsa, Refah Partisi’nin de o kadar hakkı vardır.

Refah’ı yok saymak, Meclis dışından kaynaklanan sebeplerle bu partiyi zorla iktidar dışına itmek hepimizin varlık sebebi olan demokrasiye zarar verir.

Türk demokrasisinin kendine özgü koşullarının yarattığı bunalımları aşmanın yolu da yine demokrasi içinde bulunmalıdır.

Bu yazı yazıldığı sırada henüz Milli Güvenlik Kurulu’nun toplantısı sonuçlanmamıştı. Ancak neredeyse iki haftadır gazetelere de yansıyan haberler, Milli Güvenlik Kurulu toplantısının içeriğini bir sır olmaktan çıkarıyor.

Milli Güvenlik Kurulu üyelerinden her birinin ülkenin yönetimi ve geleceği ile ilgili söz söyleme hakları olduğunu da unutmadan, MGK kararlarından ve yapılan konuşmalardan anlamının çok ötesinde sonuçlar çıkarmamalıyız.

Bunu başarabilecek olursak bugün ülkeye hâkim olan gergin havayı yumuşatıp, demokrasinin kendi sağlıklı rayında yürümesini sağlayabiliriz.

Bunun için gerginliğe çanak tutucu davranışlardan kaçınmalıyız.

Şimdi en büyük görev Refah Partisi’ne düşüyor. Refah Partisi hükümetin de büyük ortağı olarak sorumluluğunun farkına varmalı ve laik demokrasiyi değiştirmeye niyetli olmadığını açıkça ortaya koymalıdır.

Bunu yaparken kelime oyunlarının ardına saklanmak, seçim sırasında hayali, vaatlerle ayağa kaldırılan tabanı memnun etmek için ‘seçmene selam’ mesajları göndermek geçerli bir yol değildir.

Refah Partisi içinde bir gurubun, partinin sistemle uyum içine girmesini engellemek için çeşitli provokasyonlar tezgâhlayabileceklerini unutmamalıyız.

Refah’ın seçmen nezdindeki ilerlemesinin durmuş olması, bu kesimlerin umutlarım partinin sistem dışına zorla çıkartılıp mağdur edilmesine bağlamalarına yol açabilir. Bu kesimden kaynaklanan gerginliği arttırıcı davranış ve konuşmaların amacı partinin ve temsil ettiği siyasi görüşün sistemle nihai bir hesaplaşmaya yönelmesidir.

Demokrasiden uzaklaşmamıza yol açabilecek her eylem bu kesimin ekmeğine yağ sürer. Bunu hiç akıldan çıkarmamalıyız.