RADİKAL

Siviller de yapabilir

 Günümüzde yaşanan sorunların temelinde toplumsal dinamikler göz ardına itilerek hazırlanmış anayasalar yatıyor.

Türkiye Cumhuriyeti, çok partili demokratik yaşama geçtiğinden beri hep olağanüstü
dönemlerin şartları altında hazırlanmış anayasalar ile yönetildi.

Anayasaların temel niteliklerine yönelik değişikliklerin hepsi, bırakın siyasi örgütlenme özgürlüğünü, konuşmanın bile yasak olduğu koşullar altında hazırlandı.

İktidarı silah zoruyla ele geçirenlerin kafalarında biçilen dar elbiseler, prova yapma ihtiyacı bile duyulmaksızın Türk demokrasisine giydirilmeye çalışıldı.

Bugün yeni bir kriz yaşıyorsak bu, elbisenin dikişlerinin atmaya başlamasından kaynaklanıyor.

Türkiye aslında bugün ‘sanal bir buhran’ değil gerçek bir anayasa krizi yaşıyor.

Askeri yönetimin zorlamasıyla topluma kabul ettirilen Anayasa’nın yanısıra her seçim öncesinde Meclis çoğunluğunun kendi keyfine göre biçimlendirdiği seçim yasalarıyla oluşan ve toplumdaki siyasi görüşlerin ağırlıkları oranında Meclis’te temsil edilmeleri imkânını bulamadığı her seçim, 1980’den bu yana bizi adım adım bugünkü krize getirdi.

Son seçimde oyların neredeyse yüzde 15’i Meclis’te temsil imkânı bulamadı. Seçim sonrası kapatılan partileri de düşünecek olursanız bugünkü Meclis’in toplumu temsil kabiliyeti hakkında daha gerçekçi bir fikre de sahip olabilirsiniz.

Bugünkü krizin tek çözüm yolunun yapılacak bir erken seçim olduğu düşünülüyor. Ancak bugünkü anayasal çerçeve içinde ve mevcut seçim kanunlarıyla ortaya çıkacak tablonun da bugünkünden farklı olmayacağını söylemek için falcı olmaya da gerek yok.

Demokratik sistemin geleceği bakımından yeni krizlere yol açacak bir seçimin yol açacağı zararların neler olabileceğini görmek için de fal açmak gerekmiyor.

Bu krizi aşmak için yapılması gereken, kayıkçı kavgasını bir kenara bırakıp, Meclis’te ve toplumun her kesiminin katılacağı tartışma ortamlarında yeni seçim ve siyasi partiler yasası ile Anayasa’daki temel değişikliklerin neler olması gerektiğinde anlaşmak ve en geniş uzlaşmayla bu değişiklikleri yapmaktır.

Yeni bir anayasal düzen için yeni bir kurucu meclise artık ihtiyacımız yok.