Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Türkiye'nin gerçeği Merter'de

 Başkalarında da oluyor mu bilmiyorum ama ben ne zaman yurtdışına çıksam Türkiye gözüme bir başka görünüyor. Geçtiğimiz haftaboyunca süren seyahatim sırasında da yine öyle oldu.

Dünyanın öbür ucundan bakıldığında Türkiye’de süren iktidar mücadelesi basit bir kayıkçı kavgası görüntüsü veriyor. ‘0 ne dedi, bu ne söyledi’den ibaret bir kayıkçı kavgası..

Halkın büyük çoğunluğunun bu mücadeleyi izlemekte bile zorlandığını, hatta bundan artık ziyadesiyle sıkıldığını düşünüyorum.

Nitekim yurtdışından izleyebildiğim kadarıyla son ‘askeri uyarı’da da halkın sergilediği tavır bunu gösteriyor. İktidar mücadelesinin en kızıştığı bir günde bile Başbakan’ın televizyon konuşması ancak yüzde dört reyting alırken, Levent Kırca’nın ‘Olacak 0 Kadar’ının yarısına bile yaklaşamıyor.

Halkın büyük çoğunluğu Ankara’daki mücadeleye ilgisiz. Orada ne konuşulursa ve ne yapılırsa yapılsın bunun hayatının günlük gerçeğini değiştirmeye yetmeyeceğini görüyor.

Demokratik rejimin geleceği açısından asıl tehlike de burada yatıyor. İktidar mücadelesinin tarafları ne derlerse desinler, ne yaparlarsa yapsınlar, halkın ilgisini siyasete yoğunlaştırmayı başaramıyorlar.

Bu yüzden siyaset Türkiye’de sahipsiz kalıyor, demokratik rejim darbe korkusu altında sancılar çekiyor.

Bugünkü Radikal’de okuyacağınız bir habere dikkatinizi çekmek istiyorum.

İstanbul’un Merter semtindeki ‘Keresteciler Sitesi’ tek başına her türlü olumsuzluğa ve altyapı eksikliğine rağmen Türkiye’nin gelişme isteğinin capcanlı bir örneği durumunda.

Bu merkezde bulunan 2 bin 500 şirketin yatırımları iki milyon kişiye istihdam olanağı sağlarken, Türkiye’nin tekstil ihracatının da yaklaşık yüzde otuzunu gerçekleştiriyor. Yani sadece Merter’de kurulu bulunan işletmeler yılda 8 milyar dolara yakın bir ihracat geliri sağlıyorlar.

Halkın ve Türkiye’nin asıl sorunu Merterlerin birden ikiye, üçe, beşe çıkmasının sağlanabilmesi.

Bunun da ne başörtüsü ile bir ilgisi var ne de seçime giderken hükümetin bir ucuna ilişip Hazine’nin yağmasından pay kapma kavgasıyla.

Türkiye’nin gerçeği Ankara’daki iktidar mücadelesinde değil, Merter’deki ekmek kavgasında yatıyor.

Zamanında bu gerçeği en iyi fark eden Erbakan olduğu için Refah en büyük parti olmuştu. Bugün de bu gerçeği görmek istemeyenler yüzünden Fazilet en büyük parti olursa hiç şaşırmayacağım.