HÜRRİYET

Abdullah Gül’e inanmam için

AKP’nin cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül “Bugüne kadar AKP’liydim, seçildikten sonra AKP’li olmayacağım. Herkesi kucaklayan, tarafsız bir Cumhurbaşkanı olacağım. Anayasa’daki görevlerimi hakkıyla yapacağım” dedi.

Adaylığını açıkladığı basın toplantısında, kamuoyundaki tereddütleri gidermeye yönelik, kulağa hoş gelen sözler söyledi.

Bu açıklamanın gerekli olmakla birlikte yeterli olmadığını düşünüyorum.

Abdullah Gül isminin etrafında oluşan tereddütleri gidermenin yolu bu değildir.

Çünkü tereddütler Abdullah Gül’ün seçildikten sonra nasıl bir cumhurbaşkanı olacağı sorusundan önce, bugüne kadarki siyasi geçmişi ile ilgilidir.

Ve bugüne kadar da Abdullah Gül’ün ağzından, geçmiş siyasi düşünceleri ile ilgili kapsamlı bir özeleştiri de duymuş değiliz.

Söylenen sadece “Artık değiştim” gibi içi doldurulmamış bir sözden ibarettir.

Kamuoyunu rahatlatacak açıklama, Abdullah Gül’ün neden değiştiğini, eski görüşlerindeki hatasının ne olduğunu, nerede yanlış yapmış olduğunu ve şimdiki görüşlerine ulaşma sürecinde yaşadığı fikirsel dönüşümü kapsamalıdır.

AKP’nin Milli Görüş geleneğinden gelen ve şimdi “o gömleği çıkardığını söyleyen” hiçbir yetkilisi, Başbakan dahil, böyle kapsamlı bir açıklama yapmadı.

Bundan ısrarla kaçınılıyor olması, benim gibi birçok kişide söylenen “değiştim” sözlerinin “durumu kurtarmak için söylenmiş sözler” olduğu kanaatini yaratıyor.

Gül, gerçekten “hepimizin cumhurbaşkanı” olmak istiyorsa, yola böyle çıkmalıdır. İçinin nasıl doldurulacağı belli olmayan vaatlerle değil!

Yabancıya serbest yerliye yasak!

RTÜK, Number 1 Televizyonu’nda yayınladığı bir müzik klibindeki görüntüler “müstehcen olduğu” gerekçesiyle 336 bin 153 YTL para cezası verdi.

Söz konusu klip Racoon ile Armin van Buuren’in seslendirdiği “Love You More” isimli şarkıya ait.

Klibi daha önce izlemişliğim vardı, RTÜK’ün kararından haberdar olunca internetten bulup, bir kez daha izledim.

“Müstehcen” sayılan görüntüler, iki gencin “oynaşmalarını” gösteriyor.

Sinemalarda, yabancı dizilerde benzerlerini rahatça seyredebileceğiniz ve “yumuşak porno” bile sayılamayacak görüntüler bunlar.

Ve daha da ilginci şu anda Türkiye’deki her evde rahatça seyredilebilen yabancı müzik kanallarında da serbestçe gösterilen bir klip bu.

Ve doğal olarak RTÜK onlara ceza da veremiyor, söz de geçiremiyor.

İletişimde sınırların kalktığı bir çağda, ulaşabildiğine ceza kesiyor.

Bunun, televizyon ve radyo yayıncılığını düzenleme işini üstlenmiş bir kuruluşun, sadece kendisini kandırması olduğunu düşünüyorum.

Futbolumuzda ırkçılık tehlikesi

ALMANYA’da Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanan Süper Kupa maçında, Kezman’a yaptığı hareket nedeniyle oyundan atılan İbrahim Üzülmez’e 3 maç ceza verildi.

Bu ceza, o maçtaki hareketle orantılı bir ceza mıdır, bu tartışılabilir. Beşiktaş, elbette Tahkim Kurulu’na giderek hakkını arayacaktır.

Benim dikkatinizi çekmek istediğim konu, cezanın belli olmasından sonra İbrahim Üzülmez’in yaptığı bir açıklama ile ilgili.

Üzülmez, “O çirkef Sırp’ın yaptıkları ortada. Ayağı kırılmış gibi yerlerde süründü. Üç dakika sonra sahada depar attı” dedi.

İbrahim Üzülmez, bu demeci mesela İngiltere’de vermiş olsaydı, şimdi çok daha ağır bir ceza tehdidi altında kalacaktı.

Çünkü spor sahalarındaki ırkçı davranışlara, sözlere hem FIFA, hem UEFA hem de yerel federasyonlar “sıfır tolerans” ile yaklaşıyorlar.

Emre Belözoğlu’nun geçen sezon sarf etmediği bir söz nedeniyle İngiltere’deki futbol yaşamı tehlikeye girmişti, hepimiz hatırlıyoruz.

Üzülmez, Kezman’ın “çirkef” olduğunu düşünebilir ve bunda bir sakınca yok.

Ama bunu Kezman’ın milliyeti ile bağdaştırarak söylemesi kabul edilemez.

Benzeri bir söz bizim yurtdışındaki futbolcularımız için söylense ve “çirkef Türk” dense, neler hissederdik, bir düşünün.

Ayman ? Balili arasındaki Arap-İsrail savaşı ve ardından bu sözler, Türkiye’deki futbol sahalarından uzak tutmayı başardığımız ırkçılık illetinin bize de ulaşma istidadı gösterdiğini ortaya koyuyor.

Futbolcuları bu konuda bilinçlendirmek kulüplerin ve federasyonun öncelikli işi olmalıdır.