AKP İstanbul Milletvekili İbrahim Yiğit, olası bir erken seçimde koltuğunu kaybederse, emeklilik hakkını yitirmemek için kanun teklifi verdi.
TBMM’de şu anda 150 milletvekili, emeklilik için gereken iki yıllık süreyi doldurmamış bulunuyor.
Neresinden baksanız bunların en az yarısının bir erken seçimde yeniden seçilmemeleri mümkün.
Bu nedenle Yiğit’in teklifinin, bir gece yarısı kaşla göz arasında “kımıl zararlısıyla mücadelede kullanılan zirai ilaçların içine konacak su miktarı” ya da benzer isimdeki bir kanunun sonuna eklenecek bir madde ile yasalaşmasına şaşırmayalım.
Cumhurbaşkanı da kuşkusuz bu yasayı inceleyecek ve imzayı basacaktır.
Çünkü bizim siyaset dünyamızda, en temel meselelerde oturup konuşmak yerine birbirlerinin boğazlarına sarılanlar, iş “milletvekillerinin özlük sorunlarına” gelince bir düğmeye basılmış gibi ortak hareket ederler.
Milletvekillerinin, ülkedeki en iyi maaşı almalarına da, hizmet sürelerinin sonunda kimseye muhtaç olmamalarını sağlayacak özlük haklarını edinmelerine de karşı değilim.
Ancak bu yapılanın TBMM’nin ve milletvekillerinin itibarlarına gölge düşüreceğine, demokrasimizin önemli bir kurumunu yıpratacağına da kuşku yok.
Bunu önleyebilmenin yolu ise çok basit:
Milletvekillerinin özlük hakları ile ilgili düzenlemelerin, en az bir seçim dönemi sonra yürürlüğe girmesini sağlamak!
Dink cinayetindeki örgüt açığa çıkarılmalı
HRANT Dink cinayetinde “sanık” olarak yargılanan eski polis muhbiri Erhan Tuncel’in, dava sırasında “hırpalanması”, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in derin üzüntüler yaşamasına neden olmuş.
Tuncel’in suikast ihbarını Şubat 2006 tarihinde yaptığını biliyoruz. O tarihte Ramazan Akyürek, Trabzon Emniyet Müdürü idi.
Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de öldürüldü. Yani ihbardan yaklaşık 1 yıl sonra.
Akyürek, İstanbul Emniyeti’ne ihbarın bildirildiğini ama ciddiye alınmadığını söylüyor.
Bir anlamda İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Dink’i koruma görevini ihmal ettiğini vurguluyor.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ise ihbarın yetersizliğinden dem vuruyor.
Ortada Emniyet teşkilatının kendi iç meselelerinden kaynaklanan ciddi bir sorun var.
Önce sorulması gereken şu: Bu kadar güvenilir bir muhbirin ihbarı, neden Trabzon’daki operasyonlarda değerlendirilmedi ve dağlarda silah talimi bile yapan, eski bombalama suçlusunun da aralarında bulunduğu “çete” yakalanmadı?
Trabzon Emniyeti, İstanbul’a bildirecek kadar ciddiye aldığı bir girişimi neden zamanında önlemedi?
Ve elbette İstanbul Emniyeti’nin, Dink’i korumak konusundaki ihmalleri de var.
Geçen gün yazmıştım, yine tekrarlayayım:
Emniyet’in bu olaydaki rolü iyice araştırılmadan Dink cinayeti tam olarak çözülmüş olmayacak!
Herkes nefesini tutmuş bir şekilde Ergenekon davasını izliyor.
Devlet içindeki yasadışı oluşumların temizlenmesi, bu ülkede huzur içinde yaşayabilmemiz için gerekiyor.
Dink cinayetindeki ihmaller ve karanlıkta kalan noktaların aydınlatılması bu açıdan da önemli.
Hrant Dink cinayeti “üç-beş serserinin işi” mi, yoksa Ergenekon benzeri bir başka örgütlenmenin marifeti mi?
Bunu bilmek zorundayız!
Bu işte bir tuhaflık var
MISIRLI din adamları, Türk yapımı Gümüş isimli dizinin yayından kaldırılmasını istiyor.
Dizi, Mısır televizyonlarında yayınlanınca Mısır’da “aile düzeni” bozulmuş.
Gerekçe bu.
Gümüş’ü izleyen Arap kadınların, eşlerinden daha çok romantizm bekledikleri, bulamayınca da hayal kırıklığı yaşayıp, boşanmaya yöneldikleri iddia ediliyor.
Eğer bu tespit doğru ise Mısırlı kadınları kutluyorum!
Diziden etkilenip daha çok sevgi ve ilgi talep ediyorlar, bulamayınca da doğru mahkemeye!
Aynı dizi üç sezon Türkiye’de yayınlandı ve böyle bir durum gözlenmedi.
Bu durumda iki olasılık ortaya çıkıyor:
Ya Mısırlı kadınlar, Türk kadınlarına göre daha cesaretliler ve bunun gereklerini yerine getirmekte tereddüt etmiyorlar.
Ya da Türk erkekleri, Mısırlı erkeklere göre daha romantik ve sevgisini daha iyi dışa vurabilen erkekler!
Bu durumda “Türk erkeklerini de kutluyorum” demem gerekir, ama ülkemizdeki kadın-erkek ilişkilerine hákim olan havaya bakınca bunu yapmam doğru olmaz.
Ya da üçüncü bir ihtimal var: Mısırlı din adamları gerçekten dünyadan habersiz insanlar.
Bir dizi ile bile yuvaların yıkılacağına, aile düzeninin bozulacağına inanıyorlar.
Bir tuhaflık var ama içinden çıkamadım!
