Sanıyorum ‘takıntılı’ tek insan ben değilim. Dün Fatih Altaylı’yı okuyunca rahat bir nefes aldım. Meğerse o da benim gibi tepesinde mavi lambalar yanıp sönen ‘koruma arabalarından’ şikâyetçiymiş. İnsanın yalnız olmadığını öğrenmesi hoş bir duygu.
Başka kentlerde de öyle mi bilemiyorum ama İstanbul’da son ayların en ‘in’ şeyi bir koruma ordusu ile dolaşmak. Korumalarınızın sayısı ne kadar çoksa o kadar iyi. Sonuç olarak paranız olduğunu ve önemli insan olduğunuzu herkesin gözünün içine sokabileceğiniz bir şey bu. Ne kadar kalabalık koruma ordusu ile dolaşıyorsanız, sizi o kadar önemli zannediyorlar.
Bunun tamamlayıcısı da arabanızın önünde ve arkasında gezdireceğiniz ‘koruma araçları’nın markaları ve sayısı. Kimisinin gücü ancak bir Tempra’ya yetiyor, kimisi ise ithal arabalardan iki tane alıp biri önde, öteki arkada otoyolda seyrana çıkıyor.
Tabii bunun önceden kestirilemeyen dezavantajları da var. Koruma dediğiniz şey sonuç olarak genç, yakışıklı ve güçlü kuvvetli insanlar. Gözlerinde kara gözlükler, sırtlarında lacivert takım elbiselerle bunlar çoğu zaman koruduklarından daha heybetli görünüyorlar. İnsan kim koruyan, kim korunan karıştırıyor. Ben onun için artık tiplerine bakıp karar veriyorum. ‘Kimin tipi bozuksa o korunan, kim eli yüzü düzgünse o koruma’dır, haberiniz olsun bir pot kırmayın.
Biliyorsunuz arabaların tepesinde yanıp sönen mavi lambalardan takma hakkı trafik kanununa göre geçiş üstünlüğüne sahip araçlara veriliyor. Polis ve itfaiye otoları, ambulanslar bu hakka sahip. Onun dışında mavi lambasıyla dolaşan kimi görüyorsanız bilin ki yasaları çiğneyen bir korsanla karşı karşıyasınız.
Bu yüzden benim son günlerde merakım bu arabaları avlamak. Ne zaman otoyolun en soldaki ve yanındaki şeridini 50 kilometre süratle tıkayan bir ‘önemli şahsiyet’ görsem adrenalin salgımın artmasına engel olamıyorum. Benim gibi kendinize ve arabanıza güveniyorsanız sağ şeritten aralarına dalın, neye uğradıklarını şaşırıyorlar. Yaptıkları el kol hareketlerine siz de aynı şekilde karşılık verebilirsiniz.
Fatih Altaylı’nın yazdığına göre polis de bu durumdan şikâyetçiymiş ama güçleri bu yeni şehir magandalarına yetmiyormuş. Yasadışı olarak mavi lambalar takan bu araçları çevirdikleri zaman soluğu bir başka kentte almaları işten bile değilmiş.
Madem polisin gücü yetmiyor, bizim özgür bireyler ve vatandaş olarak gücümüz bunlara yeter diye düşünüyorum. Bugünden itibaren bu tip araçlara yol vermeyin. Bırakın arkanızdan istedikleri kadar ışık yakıp söndürsünler. Size karşı fizik güç kullanmaya kalkanları da bize haber verin. Onları teşhir edip, insan içine çıkamaz hale getirmek de bizim işimiz. Haydi kolay gelsin.
