Gazeteciliğe başladığım ilk yıllarda beni en çok etkileyen haberlerden biri Yankı Dergisi’nde Hıncal Uluç’un yazdığı bir haberdi..
Olay İngiltere’de meydana gelmişti. Gece yarısı Londra’da ıssız bir parkta dolaşan bir kadın tecavüze uğramış, suçlular yakalanmış ve yargılanmışlardı. 
Davaya bakan hâkim sanıklara o zamana kadar görülmemiş ağırlıkta bir ceza vermişti. Herhangi bir tecavüz davasında hükmedilecek karardan daha ağır bir ceza..
Kararın açıklanmasından sonra yargıca neden bu kadar ağır bir ceza verdiği sorulmuştu. Yargıçın sözleri aradan geçen 25 yıla rağmen hâlâ aklımda: “Verdiğim cezanın küçük bir bölümü tecavüz suçuyla ilgilidir. Asıl büyük cezayı İngiliz kadınlarının canlarının istediği herhangi bir saatte, kentin herhangi bir yerinde dolaşma özgürlüklerini korumak için verdim.” 
Kuşkulanmakta haklıyız
Dün Milliyet’te yayımlanan bir haberi okurken İngiliz yargıcın sözlerini bir kez daha hatırladım..
Olay iki yıl kadar önce meydana gelmişti. Bir kimlik kontrolü sırasında fuhuş yaptığından şüphelenilen bir Rus kadına görevli polislerin tecavüz ettikleri iddia ediliyordu. 
Bu dava sürecini ben de herkes gibi gazetelerdeki haberlerden izledim. Kadının Rus, suçlananların kamu görevlisi olmasının, yargılama süreci üzerinde etkili olduğunu düşündürecek bir çok gelişmeye tanıklık ettik. 
Mahkemenin kararı bu kuşkuyu haklı çıkaracak yönler içeriyor. Tecavüzle suçlanan sanıkların beraatına gerekçe olarak “kadının üzerinde prezervatif bulunması”nın gösterilmesinden söz ediyorum.
Mahkeme bu nedenden hareket ederek kadının sanıkla karşılıklı rızaya dayanan bir cinsel ilişkiye girdiğine hükmetmiş ve beraat kararı vermiş. 
Çıkarılacak ‘ders!’ şu
Bu karar, yıllar önce verilmiş ve çok tartışılmış bir başka kararı bana hatırlatıyor. Hatırlayacaksınız, bir başka olayda kadının bir genelevde çalışıyor olması tecavüz suçunda hafifletici neden olarak kabul edilmişti. 
Bu son karardan sonra da öğreniyoruz ki tecavüz iddiasında bulunan kadının çantasında asla prezervatif bulunmamalı. Eğer varsa bu onun “fuhuş” yapmış olduğuna delil sayılabiliyor!
Olayda suçlanan polisler beraat ettiklerine göre onların suçsuz olduklarını kabul etmek zorundayız. 
Vatandaşın canını, malını, namusunu emanet ettiği emniyet görevlilerinin bu tür bir suçun faili olmadıklarının tespit edilmiş olmasından dolayı da memnunum.
Ama keşke bu karar daha ayrıntılı bir soruşturma ve daha inandırıcı bir gerekçeyle verilebilseydi diye düşünmeden de edemiyorum. 
Yargı kararlarına saygının bir hukuk toplumu oluşturmanın ilk şartı olduğuna inanıyorum. Ama benim düşünceme göre yargı da aynı hassasiyet içinde olmalı ki biz sıradan vatandaşlar da yargı kararlarına güvenip, saygılı olabilelim..
