Bir yıl önce Posta’da “Bu tadı seviyorum” diye yazmıştım. Fanatik’in piyasaya çıkışının henüz ikinci günüydü. Fanatik okuyucularından gelen tebrik telefonları ve fakslarla ayaklarımız yerden kesilmiş, kendimizi bir mutluluk bulutu içinde bulmuştuk.
Şimdi her birlikte bir yılı geride bırakmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Aradan geçen bir yıl içinde ailemiz daha da büyüdü. Aramıza yeni arkadaşlar katıldı. Okuyucu sayımız Türk basınında hep görülenin tersine azalmadı, sürekli arttı. Artık Türkiye’de spor gazetesi okuyan her dört kişiden üçü Fanatik okuyucusu.
Bazen sokakta yürürken, otomobilde giderken, alış veriş yaparken elinde Fanatik olan insanlarla karşılaşıyorum. İçim sıcak bir duyguyla doluyor. Yıllardır görmediğim bir arkadaşımla karşılaşmış gibi hissediyorum kendimi. Belki tek tek tanışmıyoruz ama, sporun insana yaşa sevinci veren heyecanını paylaşmak ve Fanatik okumak bizleri birbirimize yaklaştırıyor.
Bir süredir bir başka gazetenin yayın hazırlıklarını sürdürüyorum. Bu yüzden Fanatik’teki yazılarıma ara vermiştim. Radikal artık çıktı, kendisine özgü yayın çizgisini başarıyla sürdürüyor. Ben de çok sevdiğim Fanatik yazılarını yeniden yazmaya başlıyorum.
Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final kapısını araladı. Manchester zaferinden sonra bunun böyle olacağı zaten belliydi, ama Rapid’i de küçümsememek gerekiyordu. Geçen yılın Kupa Galipleri finalistinden iki maçta dört puan almak yalnızca Büyük Fenerbahçe’nin başarabileceği bir işti ve nitekim bunu da başardı.
Şimdi gözlerimiz 4 Aralık’taki maçlarda. Büyük bir aksilik çıkmazsa Fenerbahçe, çeyrek finalde Portekiz’in ünlü Porto takımı ile oynayacak. Doğrusunu isterseniz ben gözüme Porto’yu şimdiden kestirdim. Her hafta Portekiz televizyonunda maçlarını izlediğim Porto’yu elememizin mümkün olduğunu düşünüyorum. Ama yine de dereyi görmeden paçayı sıvamamak gerek. Önce şu çeyrek finale kalma işini halledelim diyorum.
Burada dikkatinizi çekmek istediğim önemli bir husus var. Şampiyonlar Ligi’nde oynayan takımlar genellikle kendi liglerinde çok düşük bir performans gösteriyorlar. Oysa Fenerbahçe kendi liginde de başarısını sürdürüyor. Her türlü hakem oyununa rağmen şu anda lig ikincisi ve liderle arasındaki puan farkı sadece üç. Birinci yarı bitmeden de puan farkının kapanacağını göreceğiz.