Fransa mı İtalya mı?
Dünya Kupası’nın final turlarını izlemek için bir kez daha Paris’e geldim. Paris dünden beri tek bir soruyla yatıyor, tek bir soruyla kalkıyor: Kim kazanacak, İtalya mı, Fransa mı? Burada yaşayan Türkler’le karşılaştığımızda yine aynı soruyla muhatap oluyoruz. Kim kazanacak?
Fransızlar’a hakim olan genel hava “tarihin tekerrür edeceği.” İtalya’yı daha önce iki kez çeyrek finallerde eleme başarısını gösteren takımlarının bu kez de zoru başaracağını düşünüyorlar.
Ama bana sorarsanız bu cevabı o kadar kolay verebilecek bir soru değil.
Fransa, Dünya Kupası ön eleme maçı oynamadan buraya geldi. İtalya ise son anda Rusya’yı saf dışı bırakarak turnuvaya katılma hakkı kazandı.
Benim izlediğim kadarıyla Fransa’nın etkili forvet oyuncularının olmaması İtalya karşısındaki en büyük dezavantajı. Disiplinden asla taviz vermemesi ile tanınan Fransız Teknik Direktör Jacquet, Papin gibi isimleri takıma bile almadı.
Eleme turlarımda kolay galibiyetler alan Fransa etkili bir forvet oyuncusuna sahip olamamanın dezavantajını Paraguay maçında yaşadı. Gerçi son iki maçta oynamayan Zidane bu kez sahadaki yerine alabilecek ama, bakalım sonuç üzeriden ne kadar etkili olacak?
İtalya ise teknik direktör Cesare Maldini’nin anti – futbol defans oyunu nedeniyle neredeyse hiç gol yemiyor. Öte yandan turnuvanın en iyi kalecilerinden birisi olarak gösterilen Pagliuca’ya sahip.
Eğer maçın başlarında bir gol atarlarsa İtalya’yı devirmek gerçekten deveye hendek atlatmak kadar güç.
Bugün gece sahaya çıkacak iki takımdan Fransa turnuvanın en çok korner atan takımı. Buna karşılık İtalya ise en çok ofsayta düşen takımı oldu. Bu iki istatistik bile bugünkü maçın nasıl geçeceğini yeterince gösteriyor. Fransa saldıracak, İtalya avanta bir gol atıp üzerine yatmaya bakacak.
Tablo bu olunca gönlüm daha çok futbol oynamayı istediği için Fransa’nın kazanmasından yana. Ama ne yazık ki futbolun adaleti hiçbir zaman olmadı. İtalya galibiyete ve yarı finale daha yakın görünüyor.