Cehennemde bir gece
Dün Adana’da oynanan maçta futbolla ilgili olarak söylenebilecek tek bir şey var; futbolcular iyi ki sahada eriyip yok olmadılar. Cehennemi bir sıcağın kavurduğu kentte dün sanki stadyumda değil de, bir ekmek fırınının içindeydik.
Bu sıcakta oturduğu yerde terden sırılsıklam olan bir spor yazarının ne oyuncuları ne de teknik direktörü eleştirmeye çok fazla hakkı olmadığını düşünüyorum.
Eleştirilecek tek bir şey var; o da stadı kapatıp, içine de klima koymayan yöneticiler. Ama ne yazık ki, futbol kuralları buna izin vermiyor. Bu Fenerbahçe’nin şansı işte: Ağustos sıcağında Adana, Aralık soğuğunda Erzurum deplasmanları…
Fikstür dezavantajı diye ben buna derim.
Fenerbahçe, dün sahaya yine bir Löw sürprizi ile çıktı. 18 kişilik esame listesindeki eksik isim, geldiğinden beri ilk 11’in değişmez adamı olan Murat Yakın’dı.
Löw’ün verdiği bu ceza Murat’a mıydı, yoksa takıma ve kendisine miydi, doğrusu bu çok tartışılır.
Kadro dışı bırakmak yerine disiplinsizlik parayla cezalandırılsaydı bence daha doğru olurdu.
Adanaspor’un golü yedikten sonra bile kalabalık savunmaya devam etmesi bence ev sahibinin hatasıydı.
Çünkü Fenerbahçeli oyuncular zaten maçın otuzuncu dakikasından sonra sıcağa teslim olmuşlardı.
Özellikle Baliç kornerden attığı muhteşem golden sonra sadece saçları ve ayakkabısıyla meşgul olarak sahada gezindi durdu.
Ama dediğim gibi öyle bir sıcak vardı ki, kimseyi eleştirmeye elim varmıyor.
Nitekim Löw ikinci yarıya Baliç’in yerine Sergio’yu alarak doğru bir değişiklik yaptı.
Fenerbahçe’nin iki haftadır ortaya koyduğu futbol içinde en çok hata yapan hattı dün de savunmaydı. Arkaya atılan toplarda çok ağır kalarak rakibe ciddi pozisyonlar verdiler.
Özellikle Göteborg maçına kadar Löw bu konu üzerine durmalı.