Yarı Finale yakışmadı
Fransa 98’in İkinci Yarı Final maçının defansif özellikler taşıyacağını tahmin ediyordum. Ama doğrusunu isterseniz bu kadarını da beklemiyordum. Maça bir tek forvet oyuncuyla başlayan Fransa’nın 30. dakikada forveti ikilemesi de ilk yarı boyunca bir işe yaramadı.
Turnuvanın en az gol yiyen takımlarından birisi olan Hırvatistan, kupanın en çok gol atan ekibine ilk yarı boyunca gol pozisyonu bile vermedi. Zidane’in uzaktan attığı şutlar dışında Fransa maçın ilk bölümünde pozisyona bile giremedi.
Hırvatistan ise kendi defansını sağlam tuttuğu zaman zaman bir çizgi halinde gelen Fransa defansının arkasına attığı toplarla gol bulmayı planlamıştı. Ancak bu plan Fransa defansında pek tutmadı. Bir tek ikinci yarının başlarında Suker Hırvatistan’ın beklediği golü attı ama bireysel hataları iyi değerlendiren Thuram iki gol birden kaybetti.
Her iki takım da bu maçı kazanıp tarihlerinde ilk kez bir Dünya Kupası Finali oynamak istiyordu. Biraz da bunun yarattığı aşırı motivasyon, oyuncuların istediklerini yapabilmelerine engel oldu. Bir Dünya Kupası Yarı Final maçında sayılmayacak kadar çok sayıda pas hatalarının yapılmasının sebebi buydu.
Her iki takımda yeralan rotasyon değerleri neredeyse yarım milyar dolara yaklaşan oyuncularla bu Yarı Final’in çok gollü biteceğini tahmin ediyordum. Ancak teknik direktörlerin maçı riske etmeme düşünceleri sahaya defansif bir oyunun yansımasına yolaçtı. FIFA bol gollü hücum futbolunu teşvik etmek için ne kadar önlem alırsa alsın teknik direktörler kafalarını değiştirmedikleri sürece bu önlemlerin bir yararının olmayacağını düşünüyorum.