Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

AKP, merkez partisi olur mu?

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, partisinin milletvekili adaylarını 38 saat uyumadan sürdürülen bir çalışma sonunda belirlediklerini açıkladı. Sekiz arkadaşıyla birlikte kendilerine ait “kozmik bir dairede” çalıştıklarını anlattı.

“Kozmik” sözcüğünü ajans haberinde okurken küçük bir hayret nidası çıkardığımı söyleyeyim. “AKP, adaylarını evrensel ölçekte mi aradı” diye?

Kozmik, Türkçede “evrenle ve onun genel düzeniyle ilgili” anlamına geliyor. İngilizcede de “evrensel, geniş, sınırsız” anlamlarında kullanılıyor.

Askerlik ve istihbarat jargonunda da “en üst düzeyde gizlilik” derecesinin karşılığı olarak kullanıldığını biliyorum.

Demek ki AKP’nin böyle bir “odası” var. Bu kadar gizliliğe bir siyasi parti neden ihtiyaç duyar, anlamakta zorlandığımı da belirteyim ve kelimelere takılmaktan vazgeçerek Başbakan’ın işaret ettiği önemli bir noktaya değineyim:

Başbakan Erdoğan, milletvekili aday listelerinin belirlenmesinde “Milli Görüşçülerin tasfiye edildiği” iddialarıyla ilgili olarak şunu söylüyor: “Bizi farklı yerlere çekmek isteyenler var. Biz, sağın merkeze yakın olanlarına da, solun merkeze yakın olanlarına da açığız. Siyaset yelpazesindeki yerimiz toplumsal merkezdir ve muhafazakár demokrat bir kimliğe sahibiz. Ne sağın, ne solun aşırılarıyla işimiz yok, yolumuz orta yol demiştik.”

AKP yöneticilerinin “din eksenli bir parti olarak görünmekten” rahatsız olduklarını biliyoruz.

Milli Görüş çizgisinden gelmeyen bazı siyasetçilerin AKP listelerinde boy göstermelerinin en önemli nedeni de bu sanıyorum.

Bu yeterli olur mu, AKP gerçekten kökenindeki İslamcı siyasi çizgiden uzaklaşıp bir merkez partisine dönüşür mü? Önümüzdeki dönem, bu partinin eylem ve söylemleri bunun mümkün olabilip olamayacağını gösterecek.

Ama burada şunu da söylemek istiyorum: Bence Türk siyasetinde AKP’nin “merkezde gibi” görünmesinin en önemli nedeni, Türkiye’de merkezin oldukça sağa kaymış olması.

Liberal partilerin yeterince demokrat olmamaları, merkezin solunda yer alan partilerin de kendilerini “devlet partisi” gibi konumlamaları bu duruma yol açtı.

Bu nedenle AKP’nin gerçek bir “merkez partisi” olması, ancak liberal demokrat olmasıyla mümkün olabilir.

Bunun da “kozmik odalarda” yapılan liste belirlemeleriyle gerçekleşme olasılığı pek kolay görünmüyor.

Önemli olan, AKP’nin çekirdek kadrolarının bu fikirsel dönüşümü başarıp başaramayacaklarıdır.

Bekleyip göreceğiz.

Millet iş ve geçim derdinde

GEÇEN gün televizyon karşısında en sevdiğim sporu yaparken (yani başparmağımla uzaktan kumandanın kanal arama düğmesine basarken) ilginç bir programa rastladım.

Bir kamera halk arasında dolaşıyor ve önüne çıkanlara “en önemli sorunlarının ne olduğunu” soruyordu.

Şunu söylemeliyim ki o programda yapılan konuşmaların ortak özelliği, halkın sorununun esasen “ekonomik” olduğu!

İşsizlik en başta geliyor. Pahalılık, esnafın çektiği güçlükler, işçi ve memur ailelerinin çocuklarına yeterli bir eğitim sağlayacak olanaklardan yoksun olmaları, değişik vergilerden şikáyetler de onu takip ediyor.

Kimsenin “demokrasinin azlığından”, “laikliğin tehlikede olduğundan”, “türbanlı kızların okullara alınmamasından”, “imam hatip mezunlarının istediği üniversiteye girememesinden” söz ettiğine o programda tanık olmadım.

Seçim kararı alınmasından önce toplumda yükselen tansiyonun yerini giderek ekonomik gerçeklere bıraktığı anlaşılıyor ve muhalefetin bu sorunları nasıl çözebileceğini söylediğine de bugüne kadar tanık olmadım.

Tam tersine, muhalefet partileri de mevcut ekonomik programın küçük bazı değişikliklerle süreceğini anlatma telaşındalar. Özellikle de anamuhalefet partisi.

Seçim kampanyaları henüz başlamadı. Partilerin kampanyalarını hazırlayacak olanlara, stratejilerini belirlemeden önce biraz çarşı-pazar dolaşmalarını öneriyorum.

Ünal Erkan’ın açıklaması

MHP’deki görevlerinden ayrılan Ünal Erkan aradı. Dün yazdığım yazıdan alındığını ve kendisinin “milletvekilliği peşinde koşan birisi gibi gösterilmekten hoşnut olmadığını” söyledi.

Listede seçilebilecek bir yere konulduğunu öğrenince halde, bazı ilkelerine uymadığı için bunu reddettiğini, milletvekili olmadan da siyaset yapabileceğini ve bunu partisinin bir üyesi olarak sürdüreceğini açıkladı.

Açıklama hakkına saygım nedeniyle bunu sizlerle paylaşıyorum.