Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, “açılım” ile ilgili son konuşmasında, “Psikolojik bariyerler kaldırılmıştır, çözüm iradesi ortaya konmuştur, çözümün mümkün olduğu anlaşılmıştır. Yani ok yaydan fırlamıştır ve artık bu iş çözüm yolundadır. Demokratikleşmeden hiç kimse korkmamalıdır. Türkiye’nin gelişmesi ve büyümesi, daha fazla demokratikleşmesine bağlıdır” dedi.

Başbakan ile her zaman benzer şeyler düşünmüyorum, onun için konuşmasının içinden bu cümleyi seçtim.

“Türkiye’nin gelişmesi ve büyümesi, daha fazla demokrasi ile mümkündür” görüşüne sonuna kadar katıldığımı söylemeliyim.

Ancak “çözüm iradesinin ortaya konduğu” görüşüne de katılmıyorum. Ortaya konulmuş bir şey hâlâ yok, yapılan tek şey konuşmak.

Elbette “psikolojik bariyerleri” yıkmak için meseleyi enine boyuna tartışmak gerekiyor ama 8 yıldır iktidarda olan bir hükümetten daha fazlasını beklemek de hakkımızdır.

Başbakan’ın “Ok yaydan fırlamıştır” sözü, Latince özdeyişlere meraklı arkadaşım Sinan Öncel’e, Jül Sezar’ın “Alea iacta est” sözünü hatırlatmış, o da bana hatırlattı.

Sezar, Galya seferi sırasında bugün yeri bilinmeyen Rubikon Irmağı’nı geçerken “Ok yaydan çıktı” anlamına gelen “Zar atıldı” sözünü söylemiş.

Sonrasının Roma’yı temellerinden sarsan bir iç savaşa neden olduğunu tarih kitapları anlatıyor.

Yani diyeceğim şu ki, bu tür sözler kulağa hoş gelebiliyor ama altı yeterince doldurulmamışsa tehlikeli sonuçlara da yol açabiliyor.

Her referandumdan ‘evet’ çıkmıyormuş!

ANAYASA referandumu ile ilgili tartışmalar başladığından beri “Referandumlardan hep evet çıkar” görüşü genel bir kabul gördü.

Elbette bu görüşü insanlar kafalarından atmadılar, geçmiş referandumlardaki sonuçlarla bağlantılar da kurarak bu kanıya vardılar.

Ama yine de bu tür çıkarımlar, her toplumsal olayın kendi dinamikleri olabileceği gerçeğini ihmal ediyor.

Bu hafta sonunda Federal Almanya’nın Hamburg Eyaleti’nde bir referandum yapıldı.

İlkokullardaki eğitimin dört yıldan altı yıla çıkarılmasını öngören eğitim reformu için yapılan halkoylamasını kaybeden Hamburg Eyalet Başbakanı, bu sonuç üzerine görevinden istifa etti.

Almanya’da eğitim sisteminde eyaletler arasındaki farkı gidermek için bir dizi reform yapılması gerekiyor ve bu sonuç bu işe de ağır bir darbe vurdu.

Demek ki her referandumdan “evet çıkar” görüşü her zaman doğru olmayabiliyormuş.

Önemli olan o referandumun hangi şartlar altında yapıldığı ve partilerin yürüttükleri kampanyanın halkta nasıl karşılık bulacağı.

Bu sonuç, iktidarıyla muhalefetiyle tüm partilerimizin kulağına küpe olsun!

Öte yandan bu istifa ile Almanya’da bir yıl içinde altıncı eyalet başbakanı görevinden ayrılmış bulunuyor.

Öyle görünüyor ki çanlar Angela Merkel için de çalmaya başlamış durumda.

Dilerim, Almanya yakın bir gelecekte Merkel’den daha iyi bir başbakan bulsun!

Aykut Kocaman için de hazırlık dönemi

FENERBAHÇE’nin hazırlık maçlarında aldığı kötü sonuçlar üzerine gazetelerin spor sayfalarında kıyametler kopuyor.

Adı üzerinde “hazırlık maçı” ama bu sonuçlara bakarak “Fenerbahçe’yi karıştırma” kampanyasına gaz verilmiş durumda.

Demek ki hazırlık maçlarını, çok zayıf amatör takımlarla oynamakta ısrar eden bazı teknik direktörler çok haklıymış!

Gazetelerdeki bu hava taraftarlar arasında da karşılığını buluyor. Bir e-posta bombardımanı ile yeni transferler isteniyor.

Yoğun bir hazırlık sürecinde ciddi bir güç yüklemesi ile karşılaşan oyuncuların hazırlık maçlarındaki performanslarına bakılarak “O gitsin, filanca gelsin” yorumları yapılıyor.

Tekrar hatırlatayım ki bunlar takımın durumunu görmek için yapılan hazırlık maçlarıdır.

Önemli olan takımın bütün sezon boyunca sergileyeceği performanstır ki hazırlık maçlarına bakarak bunu değerlendirmek, bugünden mümkün değildir. Öyle görünüyor ki bu maç sonuçları aynı zamanda Aykut Kocaman için de bir “hazırlık dönemine” karşılık geliyor.

Aykut Kocaman, hazırlık maçlarından sonra kopan kıyamete bakarak, kendini ileride alınabilecek olası olumsuz sonuçlara hazırlamalı.

Bir takımın her maçını kazanması mümkün değil, bunu herkes biliyor, ama konu Fenerbahçe ise bir tek maçtaki mağlubiyet bile kazanların kaynamasına yol açabiliyor.