Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Dolandırıcılardan maaş alan milletvekilleri kimler?

YİMPAŞ hakkında 280 ayrı inceleme yapıldığını ve birçok suç ve kusurun bu raporlarda tespit edildiğini yazmış ve sadece bir tek dava açıldığını hatırlatmıştım.

Dün Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Doğan Cansızlar’ı aradım ve bazı sorular sordum.

Cansızlar, göreve geldikten sonra yurtdışındaki vatandaşlarımızın paralarını “sizi ortak edeceğiz” diye toplayan “yeşil sermaye” holdingleri ile ciddi bir mücadele başlatmıştı.

Özellikle Almanya’da vatandaşlarla toplantılar düzenlenmiş ve SPK uzmanları vatandaşları bu tür dolandırıcılıklara karşı uyarmıştı.

SPK’nın bu işle mücadele için gazetelere ilanlar verdiğini de hatırlıyorum.

Cansızlar, 1999’dan itibaren YİMPAŞ hakkında 17 ayrı suç duyurusunda bulunulduğunu anlattı.

Cansızlar’dan öğrendiğim bir bilgi de şu: Böyle para toplayan 77 şirket var ve bunlarla ilgili yüzden fazla suç duyurusunda bulunulmuş.

Cansızlar, SPK’nın bu tür şirketlere el konulması ve mal varlıklarının tasfiye edilerek bununla mağdur vatandaşlarımızın zararlarının karşılanmasını öngören bir yasa taslağı da hazırladıklarını ancak henüz yasal bir düzenleme yapılmadığını da anlattı.

Bence vakit geçmiş değil. Zararın neresinden dönülse kárdır. Hükümetin bu konuda ciddi adımlar atmasını bekliyoruz.

Bu konuyu izleyen bir avukat arkadaşım da bazı AKP milletvekillerinin, YİMPAŞ gibi yeşil sermaye holdinglerinden “danışman” sıfatıyla maaş aldıklarını iddia etti.

Kimlerin milletvekili seçilmeden önce ya da sonra bu tür şirketlerden maaş aldıklarını da eminim ki Hürriyet’in dikkatli muhabirleri yakında ortaya çıkaracaklardır.

Arka koltuk yolcularına da emniyet kemeri şart!

SON 22 yılda Şeker Bayramı tatillerinde meydana gelen trafik kazalarında günde ortalama 22 kişi hayatını kaybetmiş.

Son bayramın 5 günlük bilançosu da 97 ölü, 212 yaralı olarak veriliyor. Auto Show dergisindeki arkadaşlarım benim için küçük bir araştırma yaptılar.

Türkiye’de son 15 yılda trafikteki araç sayısı 5 kat artmış. Aynı dönemde kaza sayısındaki artış da dört katı.

Demek ki araç sayısına göre trafik kazaları sayısında bir azalma var. Aynı dönemde trafik kazalarındaki can kaybı sayısında ise yarı yarıya azalma dikkati çekiyor.

Bunda şüphesiz otomobillerin daha güvenli üretiliyor oluşunun, otoyolların ve bölünmüş yolların uzunluğunun artmış olmasının etkisi büyük.

Türkiye’de 1992’den itibaren otomobil sürücüleri ile ön koltuğunda oturan yolculara emniyet kemeri takma zorunluluğu getirildi.

Eminim ki ölüm sayısındaki azalmada bunun da ciddi bir payı var.

Eğer arka koltukta oturanlar da ön koltuktakiler gibi emniyet kemeri kullansalar kazalardaki ölü sayısının ciddi biçimde azalacağını ummamız gerek.

Çünkü Almanya’daki otomobil ve kaza sayısı Türkiye’nin yaklaşık 10 katı fazlayken, ölü sayısı yaklaşık Türkiye’deki kadar.

Bunda elbette ambulans ve acil sağlık sistemlerinin iyi çalışması, araçların yeni ve güvenli oluşu gibi başka pek çok şeyin de etkisi var ama arka koltukta emniyet kemeri takmanın da trafik kazalarındaki ölümleri azalttığı bir gerçek.

Biz sıkıntıya kolay gelmeyen bir milletiz ama hiç olmazsa çocuklarımıza arka koltukta da emniyet kemeri takma bilinci yerleştirmeliyiz.

Para ödülü bizde işe yaramaz

SUDANLI işadamı Mo İbrahim, görevini demokratik yolla bırakan Afrikalı liderlere para ödülü vaat etti.

Görevini demokratik seçimlerle devredecek liderler on yılda toplam 5 milyon dolarlık bir ikramiyenin sahibi olacaklar. Sonra da ölene kadar her yıl 200 bin dolar emekli maaşına hak kazanacaklar.

Afrika’da bir kere iktidarı ele geçiren bir liderin, oturduğu koltuktan kalkmak bilmediği ve bu süreyi de ülkesini soyarak geçirdiği biliniyor.

Bu açıdan bakınca projenin yürüme şansının olmadığını düşünüyorum, çünkü bu liderlerin o süre içinde çalıp çırptıkları para bunun kat kat üzerinde.

Ama bu yöntem belki bizde işe yarayabilir.

Bizde de parti liderleri oturdukları koltukları seçim kaybetseler bile kolayca bırakmıyorlar.

Bırakanlar ve bırakacaklarını söyleyenler sonra bir yolunu bulup o koltuğa sıkıca yapışıyorlar.

Bizim liderlerin koltuk merakı elbette daha çok “makam hırsı” ile açıklanabilir.

Bu nedenle “para ödülü” bizde işe yaramaz.

Ama onların bu hırslarını tatmin edecek başka yöntemler bulabiliriz belki.

Bedava dağıtılan bir gazete çıkarıp her gün demeçlerini ve resimlerini basmak, korumalar ve makam otomobilleri tahsis etmek, mutlaka “Sayın Başbakanım” hitabını kullanmak, arada bir televizyon programlarına konuk etmek gibi yöntemleri denesek, işe yarar mı dersiniz?