Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

Futbol seyircimiz daha olgun

FİFA’nın İsviçreli Başkanı Blatter dün ‘Bu maç beni çileden çıkardı. Ortaya çıkan olaylar tarafsızlığımı bozdu. Türk Milli Takımı gelecek Dünya Kupası ön elemelerinden çıkarılabilir’ dedi.

Blatter’in kendini FİFA’nın bütün organları ve disiplin kurullarının yerine koyarak böyle bir açıklama yapması yadırganabilir.

FİFA’nın ‘otarşik’ yapısı, başkanların bazen böyle yanılsamalar içine düşmesine de neden olabiliyor.

Ancak FİFA’nin bu yapısına rağmen yine de fazla ciddiye alınmaması gereken bir söz olduğunu düşünüyorum.

Olaylar nedeniyle elbette çok ağır bir ceza alacağız ama bu hiçbir zaman İngiliz kulüplerinin geçmişte UEFA kupalarından dışlanmasına benzer bir sonuç yaratmayacaktır.

Türkiye, bu tür kuruluşlarda kimi kimsesi olmayan bir üçüncü dünya ülkesi değil.

Ve bugüne kadar da bu tür bir ceza verildiği vaki değil.

Benim tahminim iki-üç maç saha kapatma cezası ile bu sorunu aşacağız ama o maçların Avrupa Şampiyonası eleme grubu maçları olması, önümüzdeki ikinci büyük kupaya katılma şansımızı da iyice zora sokacak.

Federasyon’un, Milli Takım yönetici ve futbolcularının bunu düşünemeyecek kadar kendilerini kaybetmiş olmaları ise üzerinde özellikle durmamız gereken bir konu.

Çarşamba gecesi olayları tahrik eden hususun İsviçreli oyuncuların ikinci golden sonra yedek kulübemizin önünde el kol hareketleri yapmış olmaları iddia ediliyor.

Bizim attığımız birinci golden sonra oyuncularımızın aynı hareketleri İsviçre yedek kulübesinin önünde yaptıklarını ise hatırlamıyoruz. Kim bilir, belki de hatırlamak istemiyoruz.

Çarşamba gecesi Şükrü Saracoğlu’nda büyük bir utanç yaşadık.

Mağlubiyeti olgunlukla kabul edemeyen bir sporcunun, galibiyetlerde de sevinmeye hakkının olmadığını düşünürüm.

Türkiye Futbol Federasyonu, bir yıldan fazla bir süredir futbolda şiddetin önüne geçmek için bir kampanya yürütüyor.

Dün maçın sonunda gördüğüm şey şuydu: Futbol seyircimiz, Federasyon yöneticilerimizden de, Milli Takım oyuncularımızdan da, teknik adamlarımızdan da daha olgun.

Türkiye’ye bu olaylar için verilecek ceza ne olursa olsun, dün gördük ki futbolumuzu önce bu Federasyon’dan kurtarmak gerekiyor!

Artık önümüze bakalım

TELEVİZYONLARIN futbol programlarını izleyenlerin, oyuncularla yapılan maç sonrası röportajlarında en çok duydukları söz sanırım şudur: ‘Artık önümüzdeki maçlara bakacağız!’

Çarşamba gecesi, koltuğumun altında katlanmış bir bayrakla stadyuma çıkarken kendi kendime bu sözü tekrarladım. Önümüzdeki haziran ayında grup kuraları çekilecek ve sonbahardan itibaren grup maçları oynanmaya başlanacak. Çarşamba geceki rezaletten sonra Milli Takım’ın gerçek bir yenilenmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Futbolculukları bir yana, gerçek bir ‘sportmen’ olmayı dahi başaramayanların artık bu formayı giymeye hakları olmamalı. Ve bu yenilenmeyi yapacak olanların, çarşamba geceki olayları tahrik edip, tetikleyen kişiler olacağı gerçeği moralimi şimdiden bozuyor. Fatih Terim eleştiriden hoşlanan bir teknik adam değil ama evinin sakin bir köşesinde oturup olaylardaki kendi rolünü de sorgulamalı diye düşünüyorum. Terim, böyle bir özeleştiri yapmadan Türkiye’yi temsile gerçekten layık bir takımı da kuramaz.

Türkiye’nin ağır bir ceza almasına neden olacak olaylara yol açanların bu ulusu temsile hakkının olmadığına inanıyorum.

10 milyonluk kentte sadece 15 uzman ekip var!

TRAFİK kazalarında, araçların kaza raporu tutacak trafik ekibini beklemelerinin İstanbul trafiğinde neden olduğu sorunlara dikkat çeken yazım üzerine Vali Muammer Güler aradı. Kazalarda rapor tutacak 15 uzman ekip olduğunu ve bunun bütün kazalara vaktinde yetişmeyi olanaksız kıldığını anlattı. Bundan böyle ölüm ya da yaralanma ile sonuçlanmayan kazalarda, normal ekipler de kaza raporu tutabilecekler. Vali Güler, bu sorunu asıl çözecek uygulamanın sigorta mevzuatında yapılacak bir değişiklikle gerçekleşebileceğine dikkat çekiyor. Bu yasal düzenleme bir an önce yapılmalı. TBMM’deki İstanbul milletvekilleri, kentin gerçekte ne tür sorunlar yaşandığının mutlaka farkındalar ama biraz daha aktif olmalılar. Bu değişiklik, sadece İstanbul’da değil, başka büyük kentlerde de trafik sorununun çözümüne katkıda bulunacak.