Hükümet kararlı olmazsa akan kan durmaz
ADALET Bakanı Sadullah Ergin, Başkent Kulisi isimli programda gazetecilerin sorusunu yanıtlarken, Hakkâri’deki saldırıdan sonra BDP ile görüşmenin ertelenmesini açıklarken şöyle konuştu:
“Parlamentoda siyaset yapan bir siyasi partinin bizden randevu talep ettikten sonra bizim onu karşılamamamız gibi bir yaklaşım olmaz.”
Güzel ve doğru bir tutum! Ama bu sözlerden hemen sonra söylediklerini de not etmeliyiz:
“Görüşme alanının, panayır yeri gibi kameralarla dolmasını arzu etmedik. Görüşmeye kısa bir süre kala ajansa haber edip, onun aracılığıyla duyurulması öngörülmüştü. Görüşme sabahında olayın cereyan etmesiyle beraber bu atmosfer içinde bu görüşmenin faydalı olmayacağı kanaatiyle görüşmenin bir başka tarihe bırakılmasını ilettik.”
Siyasetçilerimizin, karşılarına televizyon kameralarını alıp konuşmayı çok sevdiklerini biliyoruz. Hatta karşılarında bir kamera görünce söyleyebilecek bir şeyleri olmadığında bile konuşmak için can attıklarını da biliyoruz.
Ama nedense bu kez BDP ile hükümet arasındaki görüşmenin kameralar önünde olması istenmemiş, toplantı saatine kadar kimseye haber verilmemesi ve sadece Anadolu Ajansı’nın çağırılması düşünülmüş.
Neden olduğu çok açık: Bakan Ergin her ne kadar “parlamentoda siyaset yapan bir parti ile görüşmeyi normal” bulduğunu söylese de bunu herkesin gözünün önünde yapmak da istemiyor.
Ve bu hükümet ağzından Kürt açılımını da düşürmüyor!
Hem bir arada görünmekten kaçınacaksınız, hem de oturup bu insanlarla birlikte bu sorunu çözmenin yollarını arayacaksınız. Bu nasıl olacak?
Öte yandan hükümetin bu konudaki her adımının, bir olay vesilesiyle ertelendiğini de hatırlayalım.
Ne zaman gündeme bir görüşme ya da ileri bir adım gelse bir saldırı oluyor ve her şey başladığı noktaya dönüyor.
Ortaya çıkıyor ki bu işin barış içinde çözülmesini istemeyenler her kimseler hükümetin mütereddit durumundan gayet iyi faydalanıyorlar .
Hükümetin bu tutumu, bu çevrelere önemli bir fırsat veriyor ve kan durmak bilmiyor.
Hükümet bu konuda kararlı davranmadığı sürece de terörün sürmesinden fayda uman çevrelerin dediği olacak gibi görünüyor.
Bu yaptığınız alçaklıktır!
ANADİLDE eğitim hakkı için boykot çağrısına Hakkâri’de yoğun olarak uyulmuş.
Vali Vekili geçtiğimiz yıl da okulların açıldığı ilk haftada okula gelen öğrencilerin sayısının azlığına dikkat çekiyor ama bölgedeki başka okullarda da öğrenci sayısında azalma var.
Bir kez daha çocukların, siyasi hedefler için kullanıldığına, geleceklerinin sorumsuzca riske atıldığına tanık oluyoruz.
Kusura bakmasınlar ama yaptıkları alçaklıktır!
Bölgede eğitimin belki binlerce sorunu var: Okul binaları yetersiz, var olan okul binalarının çoğu dökülüyor, öğretmen sayısı az, özellikle kız çocuklarının okullara gönderilmesi konusunda ciddi sıkıntılar var, velilerin maddi olanaksızlıkları nedeniyle eğitim hakkını kullanamayan çocuklar var. Bunların düzeltilmesine çalışmak yerine, çocukları sonu belirsiz bir talep için okula göndermemek, onların geleceklerini peşinen mahvetmektir.
Çocukları polise taş atmaya göndermek ile bu yaptıkları arasında hiçbir fark yoktur.
Bir kez daha ortaya çıkıyor ki istedikleri şey bölgede her fırsatta gerginlik yaratmaktır.
Hükümetin kararsız ve ikircikli tutumu da bu politikaya çanak tutuyor.
Bölgedeki çocukların geleceğini düşünen Kürtler bu aşağılık politikaya engel olmak zorundadır.