Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

‘Mağduriyet kozu’ artık CHP’nin elinde

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın istifa etmesi gerektiğini düşünmüyordum ve doğrusunu isterseniz böyle bir karar alacağına da ihtimal vermiyordum.

Baykal gibi liderlerin, sonuna kadar mücadele etme iradesi göstereceklerini ve ayakta kalma içgüdülerinin her şart altında baskın çıkacağını düşünürdüm.

Yanılmışım.

Bu istifa şimdi siyasette önemli bir durum değişikliğine yol açacak.

Böylece “sistemin mağduru” rolü, AKP’den CHP’ye geçmiş bulunuyor.

Önümüzdeki referandum sürecinde de, gelecek yılki seçimlerde de bu konu ve Baykal’ın kişiliğine karşı yapılan saldırının iktidar üzerindeki etkisini göreceğiz.

Deniz Baykal, önümüzdeki Kurultay’da aday olmayacağını açıkladı.

Demek ki CHP’yi referanduma ve önümüzdeki genel seçimlere götürecek bir genel başkan seçilecek.

Şimdi CHP Kurultayı’nı çok büyük bir görev bekliyor.

Genel Başkanlığa seçecekleri kişi, gerçekten bu partiye liderlik edecek, geniş kitleleri etkileyebilecek birisi mi olacak yoksa mevcut kliğin kendi iç iktidar hesaplarının bir sonucu olarak sıradan birisi mi?

Bu soruya verecekleri yanıt ile geleceğin Türk siyasetini de şekillendirmiş olacaklar.

CHP Genel Merkezi’nin ve kurultayının genel yapısına bakınca, bu konuda asıl karar verecek kişinin Deniz Baykal olduğu da belli.

Baykal, “eski dava arkadaşlarını satmamak” uğruna tercihini kullanacak olursa, Türk siyasetinde CHP’nin yaratacağı boşluk en çok iktidarın işine yarar.

Ama yıllardır “yeni bir yüz” arayışındaki seçmene sunulacak iyi bir alternatif CHP’yi artık iktidara da taşıyabilir.

‘Yeni gündem yaratmak’ işe yaramaz

DENİZ Baykal’ın istifa ederken hükümeti suçlaması ve görüntülerin yeni kaydedildiğini, bu olanağa da ancak hükümetin sahip olabileceğini söylemesi, önümüzdeki dönemde en çok konuşulacak konuyu oluşturuyor.

AKP sözcülerinin bu açıklamadan sonra “Baykal, suskunluğumuzu yanlış anladı” türünden açıklamaları kimseyi tatmin etmez.

Türkiye gibi en akıl almaz komplo teorilerine inanacak olanların kolaylıkla bulunduğu bir ülkede bu mesele polemiklerle halledilemez.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, böylece geçen hafta belki de sadece “laf olsun” diye söylediği, “Elimizde daha ne kasetler var” sözünün bedeli olduğunu da öğrenmiş olacak.

Tam anlamıyla bir halk deyişine uyuyor bu durum: “Dilim, başıma giydirir kilim!”

Başbakan’a, Baykal’ın istifasından sonra düşen, artık iddialar ile ilgili çene yarıştırmak değil, bu işin gerçek suçlusu kimlerse onları ortaya çıkarmak olacaktır.

Başbakan, yardımcılarının söylediğine göre “gündem değiştirme işini” çok iyi biliyormuş.

Ama ne yaparsa yapsın, siyasetteki bu son gelişmeyi unutturabilmesi mümkün olmayacak.

Gerçek suçlular ortaya çıkartılana kadar ihale Başbakan’ın ve partisinin üzerinde kalacaktır.

Olağan şüpheliler!

DENİZ Baykal’ın istifa etmesine yol açan “kaset” işinde kimin parmağı olabileceğine ilişkin bir sürü komplo teorisi üretmek mümkün. Benim hangisine inandığımı soracak olursanız, yanıtım “hiçbirine” şeklinde! Bu tür olaylarda tam gerçek öğrenilmeden teori üretmek ve taraftar bulmak çok kolaydır çünkü.

İşte benim kulağıma kadar gelenler:

Hükümet yaptı: Başbakan, bu kasetin varlığından haberdardı. “Elimizde daha ne kasetler var” sözünü boşuna söylememişti. Eğer Anayasa değişikliğinde işler ters gitseydi, kaset daha önce ortaya çıkacaktı. Ama orada sorun olmayınca kaset de unutuldu. Ancak, hükümet yandaşı olmakla birlikte söz dinlemeyen bir çevre elindeki kaseti yayınladı. Kasetin ilk kez “Haber Vaktim” isimli bir “yandaş sitede” yayınlandığını ve sonra hükümetin bir talimatıyla yayından kaldırıldığını da unutmayalım.

Ergenekoncular yaptı: Ergenekoncular, Deniz Baykal kaldığı sürece AKP’yi devirmenin mümkün olmayacağını biliyorlardı. Bunun için gizli bağlantılarını kullandılar, ellerindeki kaseti suçu hükümetin üzerine yıkabilmek için yandaş internet sitelerine sızdırdılar. Böylece bir taşla iki kuş vurdular. Hem Baykal gitti, hem de hükümet zan altında kaldı!

Adnancılar yaptı: Bu tür görüntüleri elde etmekte uzmanlaşmış bulunuyorlar. Görüntüyü onlar kaydetti ve “Hükümete küçük bir yardımımız dokunsun” diye, ilan ilişkileri olan siteye sızdırdı. Ancak hükümetin sert tepki vereceğini beklemiyorlardı, onun için şimdi tam siperler.

CHP’li muhalifler yaptı: Önümüzdeki Kurultay’da da Deniz Baykal’ın kazanacağı kesindi. Partinin oy oranı da yükseliyordu ve bir seçimden galibiyetle çıkacak Deniz Baykal’ın artık CHP’nin başından uzaklaştırılması mümkün değildi. Deniz Baykal’ın istifa etmeyeceğini ama Kurultay’da bu nedenle kaybedeceğini hesaplıyorlardı. Baykal istifa edince, planları suya düştü.