Mehmet Yakup Yılmaz Body Wrapper

‘Ortaya karışık’ Anayasa değişikliği

AKP’nin Anayasa değişikliğinin ana hatları ortaya çıktı.

Genel hatlarıyla bakınca “ortaya karışık” bir Anayasa değişikliği önerisi ile karşı karşıyayız.

Detaylara bu aşamada girmek çok anlamlı değil diye düşünüyorum.
Eğer, AKP sözünde durup, muhalefet ile bir uzlaşma zemini arayacaksa, bu bugünkü taslağın değişeceği anlamına gelir.
Dolayısıyla bunu o zaman konuşmakta yarar var.
AKP’nin bu değişiklikleri gerekirse “referandumu da göze alarak” yapmak istemesinin yaratacağı sakıncaları konuşmak gerek.
Öneri bir paket haline getirilir ve referanduma öyle sunulursa, kim neyi oylayacak?
Beğendiğiniz değişiklikler için “evet” oyu kullandığınızda, beğenmediklerinizi de onaylamış olacaksınız.
Ya da tersi olacak. Katılmadığınız maddeler için “hayır” oyu verirseniz, yapılmasını olumlu bulduğunuz değişiklikleri de reddetmiş olacaksınız.
Yani ortada tam bir Şark kurnazlığı var.
Amaç Anayasa’nın demokratikleştirilmesi yolunda bir adım atmak mı, yoksa muhalefeti sıkıştırıp bundan siyasi yarar sağlamak mı?
Anaya değiştirmek ciddi bir iş!
Türkiye’nin, demokratikleşmenin önünü açacak bir anayasaya ihtiyacı olduğu çok açık.
Ama bunu böyle kurnazlıklarla bir oyun haline getirmek ne kadar doğru?
AKP yöneticilerinin bunu bir kez daha değerlendirmelerinde yarar var.

Dolaylı aktarıma dolaylı açıklama

GEÇEN gün bu köşede Akşam’dan Nagehan Alçı’nın bir yazısından, Ahmet Hakan üzerinden yapılmış bir aktarma yapmış ve biraz dalga geçmiştim.
Taraf’tan Yıldıray Oğur’un bir toplantıda “Ergenekon öyle bir örgüt ki üye olduğunu bilmeyenler de var” dediği iddia ediliyordu.
Oğur, o konuşmasında kelime kelime böyle söylememiş.
Bana bir açıklama yollanmadı ama Yıldıray Oğur, Nagehan Alçı’ya bir açıklama göndermiş.
Okuyucularımı doğru bilgilendirmek için o açıklamayı da aktarıyorum:
“Ben o toplantıda iddianamelerin Ergenekon örgütünü ispatlayamadığından, Ergenekon’un aslında Türkiye’de askerin rutin dışına çıktığı eylemleri sorgulamanın kod adına dönüştüğünden, askerlerle birlikte rutin dışına çıkmış insanların Ergenekon üyesi kabul edildiğinden, haklı olarak bu insanların Ergenekon’u duymadıklarını söylediklerinden bahsettim. Bunun davanın açmazlarından biri olduğuna işaret ettim.”

Almanya’dan dava dosyası bekleniyor

HÜRRİYET muhabiri Nurettin Kurt, Ankara’daki Deniz Feneri soruşturmasının neden bir türlü bitmek bilmediğini araştırdı.
Kurt’un tespitlerine göre soruşturmanın uzayarak bir sakıza dönmesinin nedeni, Almanya’dan istenen evrakın bir türlü tam olarak gelmemesi imiş.
Bir savcılık yetkilisinin açıklamasına göre Alman makamları, soruşturmaya başladıklarında Türkiye’deki uzantıların araştırılmasını da talep etselerdi, bu konuda bugün daha ileri bir noktada olabilecektik.
Sorun, Almanya’dan gelen dosyaların tam olmaması.
Dosya savcılığın talebinden 169 gün sonra gelmiş ve ancak tüm dosya yerine sadece mahkeme tutanakları ve iddianame gönderilmiş. Sanık ifadeleri de dosyada yer almıyormuş.
Çevirisi aylarca süren Almanca dosyada dava ile hiç ilgisi olmayan tutanaklar da varmış.
Ankara’daki savcılar 9 aydır Almanya’dan soruşturma ile ilgili yeni bilgileri bekliyorlar.
Biliyorsunuz, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma ile ilgili olarak eski RTÜK Başkanı Zahit Akman ve Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’ın da aralarında bulunduğu 18 kişinin mal varlıklarına tedbir de koydurmuştu.
Bu köşede soruşturmanın neden ilerlemediğini sormuştum, böylece yanıtımızı Nurettin Kurt’un haberinden almış olduk.
Demek ki Adalet Bakanlığı’nın, Dışişleri Bakanlığı kanalıyla Alman makamlarını biraz daha sıkıştırmalarında yarar var.
Bir soygunun Türkiye uzantılarının açığa çıkartılabilmesi için!