Saylan’ı neden sevmedikleri belli
TÜRKAN Saylan’ın ölümü, beklenen bir şey de olsa toplumumuzda derin bir üzüntü yarattı.
Elle tutulabilir, gözle görülebilir bir derin üzüntüydü bu.
Dünkü gazetelerde bu hassasiyetin sonuçlarını görebilmek mümkündü, gazetelerin hemen tümünün birinci sayfasında önemli bir yer cenaze törenine ayrılmıştı.
Elbette “yandaş medya” hariç!
Vakit gibi bir müptezel gazetenin Saylan’ın arkasından nasıl iğrenç bir yayın yaptığını bir kenara bırakıyorum.
Dünkü yandaş medya gazetelerinin tümünün cenaze törenini sayfalarında aynı yerde ve neredeyse aynı büyüklük ve şekilde vermiş olması bir tesadüf olmamalı.
Sabah, Star, Zaman, Türkiye’nin bu haber için sayfalarının en altındaki küçük bir alanı tercih etmelerinden söz ediyorum. Yeni Şafak’ta da haber kardeş gazeteleri kadar verilmişti ama hiç olmazsa manşet yanındaydı.
Bunun bir tesadüf olmadığına kuşku yok.
Çünkü bu beyler, Türkan Saylan’ın son nefesine kadar yerine getirdiği misyona karşılar.
Saylan’ın başında olduğu dernek, maddi olanaksızlıklar nedeniyle okutulamayan kız çocuklarını tarikatların elinden kurtarmayı hedefliyordu ve bunda da başarılı olmuştu.
Saylan’ın ardından ortaya çıkan sevgi selinin, bu hedefe yönelik çabaları daha da güçlendireceğini düşünüyorum.
Türkiye’de tarikatların eline düşen, düşmek üzere olan daha çok çocuk var. Onları kurtarmak için çalışmak, Saylan’a karşı yerine getirmemiz gereken bir son görevdir.
Olmaz demeyin: Chavez ile Erdoğan buluştu
YENİ Şafak’ın çift kimlikli yazarı Fehmitahakorukıvanç, Recep Tayyip Erdoğan ve AKP için “Obama gibi geldiler, Bush oldular” deyince, aforoz edilmenin eşiğinden dönmüştü, hatırlayacaksınız.
Dün radyoda dinlediğim bir haber Başbakan Erdoğan’ın, Bushlaşmasa bile Venezüella Devlet Başkanı Chavez’e benzeme yolunda ilerlediğini gösteriyor.
Chavez, kendisi aleyhinde yayın yapan bir televizyon kanalını kapatmakla tehdit ediyor.
Chavez’in kanalı kapatmak isteme gerekçesi “yayınlarıyla halkın sinirini bozması” imiş.
Televizyonun genel yayın müdürü, kanalın paralı olduğuna dikkat çekerek “Halk sinirleniyorsa neden para ödüyor” diye soruyor.
Belli ki sinirlenen Chavez’in bizzat kendisi. Ama bu tür diktatörleşme eğilimi olan siyasetçiler biliyorsunuz kendilerini “halkın ta kendisi” olarak tanımladıkları için “halkın sinirlerinin bozulması” mümkün gibi görünüyor.
Chavez’in daha önce de bir televizyon kanalının lisansını iptal ettiğini hatırlayanlar için bu tehdit kurusıkı bir tehdit de sayılmaz.
Tam da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hayalindeki gibi bir ülke yani.
Beğenmediğin yayın yapan gazete ve televizyonları kapat, kapatamıyorsan üzerlerinde baskı kur ki sahipleri satmak zorunda kalsınlar!
Dünyanın iki ayrı ucunda iki ayrı ülke! Birbirinin tam zıttı siyasi fikirlere sahip iki lider.
Ama görüyorsunuz ki diktatörleşme hevesi ikisini aynı noktada buluşturuveriyor.
Ancak Türkiye’de “yandaş medyaya” bakarak, Erdoğan’ın hakkını da teslim etmek gerekir.
Belli ki Chavez’in de Erdoğan’dan öğreneceği şeyler hálá var!
Örnek bir kamu yöneticisi
BU köşede halkın sorunları karşısında duyarsız kalan, aldığı maaşı hak etmek için çaba göstermek yerinde “idare-i maslahat eden” kamu yöneticilerini sıkça eleştiriyorum.
Doğrusunu isterseniz, bundan zevk de almıyorum.
Türkiye’de kamu yönetiminin eleştirdiğim zihniyet sorunu bir gerçek olmakla birlikte halkın hizmetine sunulacak kaynakları bulabilmek açısından da çoğu zaman elinin kolunun bağlı olduğunu biliyorum çünkü.
Ama hep içimde “Yine de bir şeyler yapılabilir” duygusunu da taşıyorum.
Bugün sizinle paylaşmak istediğim haber, tam da bu duruma denk geliyor.
Kaynaklar kısıtlı belki ama yeter ki iş yapmaya gönlü olan kamu yöneticisi bulunsun! Bu haber bize bunu öğretiyor.
Erzurum Palandöken İlçesi’ndeki Kaymakam Şenol Esmer işte böyle bir yönetici!
Lisesi olmayan Sütevleri semtindeki 15’i kız 63 öğrenci, işini ve halkını seven bu kaymakam sayesinde eğitimlerine devam edebiliyorlar.
Kaymakamlığın sağladığı servis ile okullarına gidip dönebiliyorlar, öğlen yemeklerini de kaymakamlıkta yiyorlar.
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın olanaklarını, göstermelik işler yerine böyle kullanmayı akıl eden Kaymakam Esmer’i ve ona bu işi yaparken destek olan Vali Sami Bulut’u kutluyorum.
Bana arada bir de olsa böyle bir yazı yazma fırsatı verdikleri için de teşekkür ediyorum.
Eminim ki bu tek bir örnek değildir, birçok başka yerde de benzeri uygulamalar yapılıyordur. Bu vesileyle bu örnek tutumun yaygınlaşmasını diliyorum.